Türkiye Barolar Birliği Dergisi 165.Sayı

113 7BB 'HUJLVL ùHEnHP 1(Bø2ö/8 g1(5 Temerrüt faizi ile karşılanamayan zararın tahsiline yönelik belirtilen ihtiyaç gözönünde bulundurularak, TBK’nın 122. maddesinde36 aşkın zarar kurumu düzenlenmiş olup alacaklının temerrüt faizini aşan bir zarara uğramış olması halinde, borçlunun, kendisinin hiçbir kusuru bulunmadığını ispat etmedikçe bu zararı da gidermekle yükümlü olduğu belirtilmiştir.37 Maddede ayrıca “Temerrüt faizini aşan zarar miktarı, görülmekte olan davada belirlenebiliyorsa, davacının istemi üzerine hâkim, esas hakkında karar verirken bu zararın miktarına da hükmeder” düzenlemesine yer verilerek, usul ekonomisini de gözeten bir kabule yer verilmiş ve aşkın zarara ilişkin iddiaların yargısal işyükünü artıracağı hususundaki çekinceler de kısmen ortadan kaldırılmaya çalışılmıştır. Söz konusu düzenleme TBK’nın borçların ifa edilmemesinin sonuçlarının düzenlendiği ayrım içinde yer almakta olup bu husus da ilgili düzenlemenin, sadece sözleşmeden doğan para borçlarının zamanında ifa edilmemesi nedeniyle oluşan temerrüt faizini aşan zararlar için değil, diğer borç kaynaklarından doğan benzer zararları da kapsayacak şekilde ele alındığını yani kaynağı ne olursa olsun para borçlarında temerrüt faizinin karşılamadığı bütün zararlar için gündeme geleceğini ifade etmektedir.38 Aşkın zarara ilişkin düznelemelerin TBK’ya benzer ifade tarzları ile İsviçre Borçlar Kanunu’nda (106. md.), Alman Medeni Kanunu’nda (266. paragraf) ve Fransız Borçlar Kanunu’nda da yer aldığı görülmektedir.39 Aşkın zarar hukuksal niteliği itibariyle doktrinde bazı yazarlarca müspet zarar, diğer bir grup yazar tarafından ise menfi zarar olarak tarif edilmektedir.40 Kılıçoğlu ise böyle bir ayırıma gerek olmadığını, 36 Eski BK’da “munzam zarar” ifadesi kullanmış, TBK’da ise “aşkın zarar” kavramı tercih edilmiştir. 37 Kılıçoğlu, s. 904. 38 Kılıçoğlu, s. 902. 39 Kılıçoğlu, s. 901, Akçaal, s. 1074, Buz, s. 374. 40 Ayrancı, s. 116; Selahattin Sulhi Tekinay/Sermet Akman/ Haluk Burcuoğlu/ Atilla Altop, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, İstanbul 1993, s. 941; Reisoğlu, s. 376; Akçaal, s. 1076. Akçaal, aşkın zararın menfi zarar olarak nitelendirilmesinin isabetli olmadığını, zira borçludan tazmini istenebilecek munzam zararın, para borcunun zamanında ifa edilmemesinden kaynaklanan ve temerrüt faizi ile karşılanamayan eksilme şeklinde ortaya çıktığını, temerrütten doğan aşkın zararın tazmini ile elde edilmek istenen amaç alacaklının ifa için öngörülen zamana yönelik menfaatine kavuşmasını sağlamak olduğuna göre, TBK m. 122’ye konu teşkil

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1