122 *nFHO <aUJÕ .aUaUOaUÕ Ba÷OaPÕnda $şkÕn =aUaU vasıtalarına ihtiyaç duymaksızın, özellikle resmi veriler, istatistikler gibi ekonomik göstergelerden istifade etmek suretiyle, temerrüt tarihi ve fiili ödeme tarihi arasındaki dönemde geçmiş günler faizini aşan bir zarar uğradığını ispat edebilir. Bu bağlamda özellikle, enflasyon, devalüasyon, altın fiyatlarındaki artış, tüketici fiyat endeksi, üretici fiyat endeksi ve asgari ücret artış oranlarındaki artıştan yola çıkarak ispat faaliyetinde bulunulduğu görülmektedir.69 Soyut yöntemde alacaklı, aşkın zararın varlığını somut vakıa ve delillerle ispat etmek durumunda olmadığı ve farazi bir değerlendirme ile sonuca varıldığı için, esasen alacaklı açısından somut yönteme göre daha elverişlidir. Ancak bazı yazarlarca bu farazi değerlendirmenin adalete uygun olmayan sonuçlar doğurduğu belirtilerek, soyut yönteme son çare olarak başvurulması gerektiği ifade edilmektedir.70 Ayrıca, soyut yöntemin para borcunun kaynağı dikkate alınmaksızın her borç kaynağı açısından geçerli olacağının kabulü halinde hemen hemen her uzun süren dava sonucunda değer kaybı nedeniyle yeni bir dava açılacağı, bunun usul ekonomisine uygun olmayacağı belirtilerek eleştirilmekte, bu yöntemin özellikle sözleşmeden doğan borçlarda uygulama alanı bulmaması gerektiği, zira sözleşmenin iradeye bağlı bir borç ilişkisi olduğu ve konusu para olan bir sözleşmede alacaklının, borçlunun temerrüde düşme ihtimâlini ve paranın ekonomik olumsuzluklar nedeniyle değer kaybedebileceğini öngörebileceği ifade edilerek, bu durumlarda somut yöntemin uygulanması gerektiği savunulmaktadır.71 Aşkın zararın ispatı bağlamında en tartışmalı mesele, bu kapsamda temerrüt faiziyle karşılanmayan en kapsamlı ve yaygın zarar türü, özellikle enflasyon ve devalüasyon nedeniyle, temerrüt tarihi ve fiili ödeme tarihi arasında paranın değerinde yaşanan kayıplar nedeniyle oluşan zarardır. Zira, konusu para olan borç ilişkileri dışındaki borçlarda, temerrüt olgusu gerçekleşse bile, aynen ifanın söz konusu olduğu hallerde alacaklı enflasyon nedeniyle para değerinde yaşanan dü69 Keser, s. 490. 70 Keser, s. 490. 71 Keser, s. 493. Yazar sözleşmenin borçlu tarafının bir kamu kurumları ya da banka gibi özel izin ve imtiyaza dayalı olarak faaliyet sürdüren kurumlar olması halinde ise, alacaklının temerrüt faizini aşan zararının varlığını soyut yönteme dayalı olarak ispat edebilmesinin mümkün olduğunu, zira bu yöntemin uygulanmasının nedeninin, alacaklının hayatın olağan akışı gereğince borçlunun şahsına duyduğu güven olduğunu ifade etmektedir.
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1