Türkiye Barolar Birliği Dergisi 165.Sayı

189 7BB 'HUJLVL BanX ùø7 .gù*(52ö/8 yetkisine halel getirmez.39 Bir başka deyişle, dahil etme/katılma talebinin, hakem heyetinin teşekkülü öncesinde ileri sürülmüş olması halinde, kural olarak, dahil etme/katılma talebi ile ilgili üçüncü kişiyi bağlayan bir tahkim anlaşmasının bulunmadığı ya da birden fazla tahkim anlaşmasının birbiri ile uyumlu olmadığı çok açık şekilde görülmediği sürece tahkim yargılaması devam eder ve hakem heyeti yetkiye ilişkin karar kapsamında dahil etme/katılma talebi hakkında karar verir. Bu kararı verirken, aşağıda görüleceği üzere, hakem heyetinin bütün 39 İsviçre Kuralları’nda yer alan düzenleme ile ICC Kuralları’nda yer alan düzenleme birbirine benzerliği ile dikkat çekmektedir. ICC Tahkim Kuralları’nda Divan’ın prima facie bir inceleme ile bütün tarafları bağlayan bir tahkim anlaşmasının varlığına kani olması gereği kabul edilmiş; buna benzer şekilde İsviçre Kuralları kapsamında, yukarıda yer verildiği üzere, dahil etme/katılma talebini kapsayan bir tahkim anlaşmasının bulunmadığının son derece aşikâr olduğu hallerde, Divan’ın dahil etme/katılma talebini reddedebileceği veya bu talep bakımından tahkim yargılamasının devam etmemesi yönünde karar verebileceği anlaşılmaktadır. Hem ICC Tahkim Kuralları’nda hem de İsviçre Kuralları’nda dahil etme/katılma talebinin konusu olan kişiler için “additional parties” terimine yer verildiği de dikkate alındığında, bu iki kurumun, dahil etme/katılma müessesesini daha çok hali hazırda tahkim anlaşmasına taraf olan veya aralarında uyumlu tahkim anlaşmaları bulunan taraflar bakımından öngörüldüğü düşünülebilir. Bkz. Gómez Carrión, 493. Ancak açıktır ki, tahkim anlaşmasının teşmil edilebileceği üçüncü kişiler bakımından da bu müesseselere hem ICC tahkiminde hem de İsviçre Kuralları kapsamında başvurulabilir. ICC Tahkim Kuralları ve İsviçre Kuralları, tahkim anlaşmasının üçüncü kişiler bakımından hiçbir şekilde bağlayıcı olmayacağının aşikâr olduğu haller bakımından dahil etme/katılma müessesesinin işletilmemesini temin etmek üzere tasarlanmıştır. LCIA Tahkim Kuralları’nda ise, “third persons” terimine yer verilmiş ve söz konusu üçüncü kişiler ile dahil etme talep eden tarafın dahil etme konusunda yazılı şekilde anlaşması şartı getirilmiştir. Bu noktadan hareketle, LCIA Tahkim Kuralları’nın mevcut yargılamanın dayanağı olan tahkim anlaşmasına veya söz konusu tahkim yargılamasına taraf olmayan üçüncü kişileri de kapsayabileceği ifade edilmiştir. Bkz. Gómez Carrión, 487-488. Ancak, ICC ve İsviçre Kuralları ile LCIA Kuralları’nın benimsediği düzenleme tarzı arasında anlamsal açıdan bir fark olup olmadığı değerlendirildiğinde, aslında iki kural kategorisi arasında ciddî bir fark olmadığı; sadece LCIA Kurallarının tahkim anlaşmasının kendisine teşmil edilebileceği üçüncü kişilerin de dahil edilebileceği olgusunu öne çıkardığı görülmektedir. Buna karşılık ICC Tahkim Kuralları ve İsviçre Kuralları, tahkim anlaşmasının tarafı olan veya tahkim anlaşmasının teşmil edilebileceği üçüncü kişilerin yargılamaya dahil edilmesi veya katılmasını bu kuralların uygulanmasına verilen rıza kapsamında ele almakta; ayrıca bir irade beyanı aramamaktadır. Bir başka deyişle, hakem heyetinin teşmil yönünde karar vermesi halinde (hakem heyetinin teşekkülü öncesinde sunulan talepler bakımından) dahil etme/katılma konusunda ayrı bir irade beyanı gerekli görülmemiştir. LCIA Kuralları’nda ise dahil edilen üçüncü kişi ile talep eden taraf arasında ayrıca bir yazılı anlaşma yapılması şartı getirilmiş; böylece üçüncü kişinin dahil etme konusunda rızası alınarak kendisinin LCIA Tahkim Kurallarının seçildiği bir tahkim anlaşmasına taraf olmadığı itirazının bertaraf edilmesi imkânı yaratılmıştır.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1