11 7BB 'HUJLVL $\şHn 6(<0(1 d$.$5 ihlal edilebilmektedir. Böyle bir durumda da devletin sorumluluğu ortadan kalkmamakta, tam aksine koruma sorumluluğu devreye girmektedir. Devlet, insan haklarının, kişiler, gruplar ya da terör örgütleri eliyle ihlal edilmesini önlemek ve kişileri bu tür saldırılara karşı korumak yükümlülüğünü haizdir. Koruma yükümlülüğü, kadınların ve kız çocuklarının insan hakları noktasında büyük önem arz etmektedir. Çünkü kadınlara ve kız çocuklarına yönelik şiddetin kamusal alandan ziyade özel alanda gerçekleştirildiği malumdur. Ev içi şiddet; ataerkil toplum yapısı, aile mahremiyeti, aile şerefi, namus vs. kavram ya da paravanlar altında çoğu zaman gizli kalmakta ya da örtbas edilmektedir. Yine toplumsal cinsiyet kalıpları sebebiyle kadının çalışmasının genellikle ev içiyle sınırlı kalması, kadın emeğinin değerinin sorgulanmasına, kadının ekonomik ve sosyal sömürüye uğramasına yol açmaktadır. Ev içinde yani özel alanda kadınların ve kız çocuklarının maruz kaldıkları daha pek çok şiddet ve ayrımcılık örneği verebilmek mümkündür. Burada vurgulanmak istenen ise insan haklarının muhatabı olarak devletin yalnızca kamusal alanda değil özel alanda gerçekleşen ayrımcılık ve şiddeti de önleme yükümlülüğü altında olmasıdır ki bunun hukuki dayanağı koruma sorumluluğudur. Devletin insan hakları alanında diğer bir yükümlülüğü ise yerine getirme yükümlülüğüdür. Bu yükümlülük uyarınca devlet, yasal ve idari düzenlemeler oluşturmak, bu düzenlemelerin etkin bir şekilde uygulanmasını sağlamak ve insan hakları alanında ihlaller ortaya çıktığında etkin soruşturma ve yargılama yapmak yükümlülüğü altındadır. Bu yükümlülüğün tam olarak yerine getirilebilmesi için devletin, ilgili yasal, idari ya da yargısal mekanizmaları da oluşturmuş olması gereklidir. Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’de belirtildiği gibi çocuklar arasında cinsiyet temelli ayrımcılık yapmak yasaktır ve bu tür ayrımcılığı önlemek devletin görevidir. Kız çocukları, çocuklara yönelik cinsiyet temelli ayrımcılığın mağduru olabilecekleri gibi kadına yönelik ayrımcı bazı muamelelerin de mağduru olabilmektedirler. Henüz ruhsal ve bedensel gelişimlerini tamamlamamış olmaları sebebiyle bir kadın olarak değerlendirilmemekle birlikte, cinsiyetleri sebebiyle uğradıkları bu ayrımcı muameleler kendine özgü ihlal tipleri oluşturmaktadır.
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1