Türkiye Barolar Birliği Dergisi 165.Sayı

224 8OXVOaUaUaVÕ <aWÕUÕP +XkXkXnda 9akÕa 7HVSLWL süreçlerinde de heyetlerin yetkisine ilişkin benzer bir tartışma vardır. Genel Sekreterliğin başvuruyu kabul etmesinin Merkez’in yetkisi hususunda nihai karar olup olmadığı; EMK hakem / uzlaşı heyetlerinin Merkez’in yetkisi konusunda bir değerlendirme yapıp yapamayacakları tartışmalıdır. Bazı hakem / uzlaşma heyetleri Genel Sekreterlik tarafından yapılan inceleme dışında da EMK (1978) m. 2’deki yetki şartlarının incelemekte kendisini yetkili görmekte; bazı hakem /uzlaşma heyetleri ise Genel Sekreterlik tarafından yapılan inceleme sonrasında bir daha inceleme yapma hususunda kendisini yetkili görmemekteydi. Ek Mekanizma Kuralları çerçevesinde yürütülen bazı tahkim süreçlerinde, hakem heyeti EMK m. 2/(a), (b) kapsamında görülen bir uyuşmazlıkta yetkisizlik kararı vermiştir. 50 Kanaatimizce Ek Mekanizma 50 Genel Sekreterliğin EMK 2/(a) kapsamında görüp kayıt altına aldığı Europe Cement v Türkiye davasında Genel Sekreterlik EMK m. 2/(a), (b) düzenlemesi çerçevesinde Merkez’in yetkili olduğuna kanaat getirmiş ve tahkim kaydını yapmıştır. İhtilafta, Polonyalı bir şirket olan Europe Cement, Türkiye’deki Çukurova Elektrik AŞ ve Kepez Elektrik TAŞ şirketlerinde paydaş olduğu ve yatırımının ev sahibi devlette ihlale uğradığını iddia etmiştir. Polonya Konvansiyon tarafı olmadığından Genel Sekreterlik EMK tahkimi çerçevesinde Europe Cement’in başvurusunu kayıt altına almıştır. Ancak tahkim süreci sonunda hakem heyeti, Europe Cement’in ÇEAŞ ve Kepez şirketlerindeki paydaşlık iddiasını çeşitli gerekçelerle haklı görmediğinden davacının taleplerinin hepsini “yetkisiz” olduğu gerekçesiyle reddetmiştir. (AF)Europe Cement v Turkey (AF), Award (13 August 2009) https://arbitrationlaw.com/files/free_pdfs/Europe%20Cement%20v%20 Turkey%20-%20Award.pdf, E.T: 04.11.2022. ICSID Sekreterliği’nin EMK Tahkimi başvurusunu kayıt altına aldığı bir diğer dava, 137 Kanada vatandaşının, ev sahibi devletin iç hukuk ve milletlerarası hukuku ihlal etmesi sonucu, bireysel yatırımlarının zarara uğradığı gerekçesiyle Kosta Rica devletine karşı yaptığı başvurudur. Ev sahibi devletin Konvansiyona taraf olup, Kanada Konvansiyon tarafı olmadığından, EMK tahkim süreci başlatılmıştır. Başvurucular, milli finansal sistem üzerinde devletin yeterince denetim yapmadığı gerekçesiyle Kanada ile Kosta Rika arasındaki yatırımların korunmasına ilişkin devletlerarası andlaşmada yer alan hakkaniyet ve nısfete uygun muamele, yatırımların korunması ve güvenliği ve kamulaştırmaya karşı koruma hükümlerini ihlal ettiği gerekçesiyle yatırımlarının zarara uğratıldığını iddia etmiştir. Hakem heyeti öncelikle başvurucuların eylemlerinin “yatırım” niteliğinde olup olmadığını incelemiştir. Döviz bürosu sahibi Villabolos kardeşler, kişilere banka mevduat faiz oranlarından daha yüksek bir oranla faiz vermekle, kişilerin yatırdıkları paranın nasıl işletildiği konusunda hem kişilere hem de resmi makamlara bilgi vermemiş; ancak referansla gelen kişilere bilgi vermişlerdir. Bu şekilde aslında bir “saadet zinciri” oluşturan Villalobos kardeşlerin işletmelerine baskınlar yapılmış, şüpheliler dolandırıcılık, hukuka aykırı finansal aracılık suçlarından yargılanmışlardır. Saadet zincirinin çökertilmesiyle, yatırdıkları paraları alamayan mağdurların zararlarının tazmini, yerel mahkemelerde mümkün olamayınca, yatırdıkları paraların “yatırım” olduğundan bahisle Merkez EMK tahkimine başvurmuşlardır. Hakem heyeti, başvurucuların Kosta Rika’nın kanunlarına aykırı mülkiyet edinimlerinin hukuka aykırı hale geldiği ve

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1