Türkiye Barolar Birliği Dergisi 165.Sayı

269 7BB 'HUJLVL 0XKaPPHW g=(.(6 (IH ',5(1ø6$ tabii hâkim ilkesine aykırı olacaktır.14 Bu açıdan deprem mahkemeleri kurulması veya deprem hâkimleri atanması tartışması yapılmaktadır. Ancak böyle bir mahkeme kurulması olsa olsa bundan sonra gerçekleşecek durumlar için anlam ifade edebilir;15 mevcut duruma uygulanması esasen mümkün olmayacaktır. Fakat şu anda da işletilebilecek birçok hukukî imkân mevcuttur ve buna ihtiyaç olmadığı kanaatindeyiz. Her şeyden önce, bu davalarda özel durumlar dışında ve özel mahkemelerin görev alanı içine girenler hariç (bu deprem sebebiyle ortaya çıkan iş, ticari vb. diğer uyuşmazlıklar gibi), asıl görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesi olacaktır.16 Yetkili mahkeme ise açılacak davanın niteliğine göre, genel ve özel yetki kurallarına göre belirlenmelidir. Bu davalara özgü yeni özel mahkemeler kurmak mümkün olmasa da mevcut mahkemelerin yargı çevresi, il ve ilçe sınırlarına bakılmaksızın Bakanlığın önerisi ile HSK tarafından belirlenebilir (5235 sayılı K. m. 7/1). Yine iş durumuna göre, bir yerde aynı mahkemeden farklı numaralarla birden fazla mahkeme kurulabilir, özel hüküm bulunmadıkça uzmanlaşma amacıyla, gelen işlere göre aynı mahkemenin bu farklı daireleri arasında iş dağılımı yapılabilir (5235 sayılı K. m. 5/5). Bu sebeple, davalara bakacak mevcut mahkemelerin yanına aynı mahkemeden yenileri kurularak daire sayıları artırılabilir, iş dağılımı kapsamında bunların sadece depremle ilgili davalara bakması sağlanabilir; hatta burada görev yapacak hâkimler için ayrı bir eğitim de verilebilir. Böylece deprem mahkemesi gibi sonradan kurulacak mahkemelerin tabii hâkim ilkesini zedelemenin önüne geçilecek, ancak 14 Hakan Pekcanıtez, “Mukayeseli Hukukta Medenî Yargıda Verilen Kararlara Karşı Anayasa Şikâyeti”, Makalelerim C. I, İstanbul 2016, s. 222-223; Güray Erdönmez, Pekcanıtez Medenî Usûl Hukuku C. I, 15. Bası, İstanbul 2017, s. 847-848; Murat Atalı/İbrahim Ermenek/Ersin Erdoğan, Medenî Usûl Hukuku, 5. Bası, Ankara 2022, s. 109-110; Süha Tanrıver, “Tabiî Hâkim İlkesi ve Medenî Yargı”, TBBD, C. 25, S. 104, Y. 2013, s. 12; Ramazan Arslan/Ejder Yılmaz/Sema Taşpınar Ayvaz/ Emel Hanağası, Medenî Usul Hukuku, 7. Bası, Ankara 2021, s. 146. 15 Görev kurallarının tabiî hâkim ilkesiyle ilişkisi için bkz. Ali Çetin Aslan, Medenî Usûl Hukukunda Görev, İstanbul 2022, s. 221 vd. 16 Hakan Pekcanıtez/Oğuz Atalay/Muhammet Özekes, Medenî Usûl Hukuku, 10. Bası, İstanbul 2022, s. 38; Mine Akkan, Pekcanıtez Usûl, s. 111; Atalı/Ermenek/ Erdoğan, s.160; Murat Atalı/İbrahim Ermenek/Hilal Ünal Kaya, Yargı Örgütü, 5. Bası, Ankara 2022, s. 49; Baki Kuru/Burak Aydın, Medenî Usul Hukuku El Kitabı, C. I, 2. Bası, Ankara 2021, s. 68; Arslan/Yılmaz/Taşpınar Ayvaz/Hanağası, s. 99; Süha Tanrıver, Medenî Usûl Hukuku, C. I, 4. Bası, Ankara 2021, s. 107.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1