283 7BB 'HUJLVL 0XKaPPHW g=(.(6 (IH ',5(1ø6$ tadır. Bu noktada deprem sonrasında açılan davalarda, delillerin toplanması için ağır hasarlı binaların yıkımının ihtiyatî tedbir kararıyla durdurulabilmesi mümkündür. Zira hem yıkılacak binayla ilgili korunacak bir hakkın olması yahut önemli delillerin toplanabilmesi ve koruma altına alınabilmesi için süre gerekir. Bu nedenle depremden özellikle ağır hasar gören binalarla ilgili delil tespiti süreci henüz tamamlanmadan bu binaların yıkılmasının önlenmesi gerekebilir. Ayrıca henüz delil tespiti yapılmamış ve tamamen yıkılmış olan binaların da delil tespiti tamamlanıncaya kadar enkazının kaldırılmasının tedbiren durdurulması zorunluluğu doğabilir. Bu nedenle mahkemelerin hem diğer hakların korunması için gereken işlemlerin yapılması hem de delillerin tespiti açısından yıkımın veya enkazın kaldırılmasının tedbiren durdurulmasına karar verebilmesi mümkündür. Bu hususta şüphesiz ki hukukî yarar mevcut olup, ispat ölçüsü fazlasıyla sağlanmaktadır. Bununla birlikte tedbiren yıkımın durdurulması ya da enkazın kaldırılmamasının sağlanması hâlinde, avukatların da delil toplamayabilme açısından, özellikle imalat kusurları veya kolon kesiği gibi durumların tespiti bakımından binalar yıkılmadan fotoğraf çekme ya da binada yapılan değişikliklerle ilgili bilgi edinme imkânı olacaktır. Bu imkân ilerleyen zamanda açılacak olan davalarda sorumluların tespit edilmesi açısından belirleyici bir önemi haizdir. Delil tespitine ilişkin olarak 4539 sayılı Doğal Afet Bölgelerinde Afetten Kaynaklanan Hukuki Uyuşmazlıkların Çözümüne ve Bazı İşlemlerin Kolaylaştırılmasına İlişkin Kanun Hükmünde Kararnamenin Kabulü Hakkında Kanun’un 1. maddesinde de ayrıca bir düzenleme yapılmıştır. Anılan bu hüküm uyarınca, doğal afet bölgelerinde afete maruz kalanların, afetten kaynaklanan hukukî uyuşmazlıkların çözümü amacıyla delillerin tespitine ilişkin istemleri, ispat olunacak olay ile tanıklar ve bilirkişiye sorulacak sorulara ilişkin konuları belirten ve üç nüshadan oluşan bir dilekçenin verilmesi veya mahkeme kalemine yapılacak sözlü başvurunun tutanağa geçirilmesi suretiyle yapılır. Ölüm, gaiplik veya yaralanma gibi nedenlerle delil tespiti yaptıramayacak durumda olanların eşleri ile üçüncü dereceye kadar kan veya sıhrî hısımları da delil tespiti isteminde bulunabilirler. Delil tespitine ilişkin başvurular, mahkemece öncelikle incelenir ve karara bağlanır. Burada en önemli ve hızlı yöntem, bu depremde her yıkıntı bir suç potansiyeli taşıdığından savcılıkların tüm binalara ilişkin tespitidir.
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1