Türkiye Barolar Birliği Dergisi 165.Sayı

284 'HSUHP YH BHn]HUL )HOkkHW 'XUXPOaUÕnda 0HdHnv 8V€O +XkXkX 6RUXnOaUÕ +akkÕnda Çünkü, Cumhuriyet savcılıkları kamu adına hareket ederek ve tüm imkânları kullanarak en hızlı ve güvenilir şekilde bu tespitleri yapabilir, ayrıca delilleri muhafaza edebilir, güvenliğini sağlayabilir. Bu yolla yapılacak tespitler hukuk davalarında da kullanılabilecektir. Bunun için de Türkiye Barolar Birliği, barolar, ilgili odalar ve Adalet Bakanlığının iş birliğinde, bu tespitlerde avukat ve teknik eleman/bilirkişi temini sağlanabilir. Bu durum aynı zamanda tespitlerin güvenilirliğini artıracaktır. Bunun dışında bireysel olarak ya da yine özellikle topluluk davası açabilecek kurumların ve baroların organizasyonu kapsamında, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 293. maddesinde düzenlenen uzman görüşü kurumundan seri ve pratik bir yöntemle yararlanılabilir.40 Yukarıdaki yöntemin uygulanamadığı yerlerde veya onun yanında, istenirse ayrıca, baroların diğer ilgili odalar ve kurumlarla iş birliğiyle her yıkıntıdan usûlüne uygun örneklerle tespit ve raporlama yapılabilir. Buna ilişkin deyim yerindeyse bir delil kutusu ve buna ilişkin tutanak, raporlama ile bir delil dosyası oluşturması uygun olacaktır. Bu raporlar en azından Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun. 293. maddesi kapsamında uzman görüşü olarak yargılamalarda dikkate alınması gerekecektir. Başka delilin olmadığı yerde, bu görüşlerin ciddî bir gerekçe olmadan değerlendirilmemesi düşünülemez.41 Uzman gö40 Hakan Pekcanıtez, “Özel Uzman (Bilirkişi) Görüşü ve Değerlendirilmesi”, Makaleler, C. II, İstanbul, 2016, s. 394; Atalı/Ermenek/Erdoğan, s. 543; Hasan Elyıldırım, Hukuk Yargılamasında Uzman Görüşü (Özel Bilirkişi), Ankara 2021, s. 114; Mikail Bora Kaplan, “Medenî Usûl Hukukunda Bilirkişi Raporu ile Uzman Görüşü Arasındaki Çelişkinin Giderilmesi”, TAÜHFD, C. 4, S. 2, Y. 2022, s. 561. 41 Pekcanıtez, Uzman Görüşü, s. 416; Elyıldırım, s. 169; Kaplan, s. 563. Örneğin, “[…] Bu durumda öncelikle mahkemece gerekli görüldüğü takdirde HMK’nın 293. maddesinde öngörülen şekilde uzman görüşüne itibar edilip edilmeyeceğinin belirlenerek birleşen davada davacı yanca sunulan fotoğrafların tarihlerinin netleştirilmesi, bu hadise çözüldükten sonra konusunda uzman yeni bir bilirkişi heyetinden Yargıtay denetimine elverişli ve taraflarca sunulan tüm belgelerin değerlendirmeye tabi tutulduğu bir rapor alınarak sonucuna göre öncelikle birleşen davadaki hükümsüzlük istemi bakımından bir karar verilmesi gerekirken yetersiz bilirkişi görüşüne ve gerekçeye dayalı olarak birleşen davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, birleşen davada davacı vekilinin birleşen davaya yönelik temyiz itirazlarının kabulüyle kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir […] 11. HD, 02.02.20211234/700 (Kazancı İçtihat Bankası). “[…] Açıklanan sebeplerle uzman görüşünün taraf beyanı veya açıklaması olma özelliği göz ardı edilmemeli, içeriğindeki vakıaların davacı açısından bağlayıcı olduğu dikkate alınmalı, bu çerçevede yapılacak değerlendirme sonucunda uyuşmazlığın esası ile ilgili bir karar verilmelidir […]” 9. HD, 10.11.2022, 10409/14702 (Kazancı İçtihat Bankası).

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1