298 'HSUHP YH BHn]HUL )HOkkHW 'XUXPOaUÕnda 0HdHnv 8VO +XkXkX 6RUXnOaUÕ +akkÕnda 3. Bu tür sorunların çözümünü kolaylaştırmak bakımından önceden hazırlıklı olunması ve nasıl davranılacağının bilinmesi yargı ve adalet mekanizması bakımından da önemlidir. Bu sebeple, daha önce de farklı şekillerde ısrarla üzerinde durduğumuz, konuyla ilgili kanun önerileri sunduğumuz üzere, fevkalade hallerde yargılamalar ve adlî işlemlerin yürütülmesi bakımından çerçeve bir düzenleme yapılması uygun olacaktır. Bu tür felâket durumlarında, o olayın özelliklerine ilişkin ek düzenlemelerle birlikte uygulamaya konulacak bu çerçeve düzenleme, önceden nasıl davranılacağının bilinmesi ve hazırlık olunması bakımından önemli bir katkı sağlayacaktır. Aksi halde bu felâket hallerine ilişkin her olaya özgü geçici birtakım düzenlemeler yapılması, bir yandan sorun çözmeye çalışırken, diğer yandan da acele üretilen bu çözümler yetersiz kalmakta, hatta bazen öngörülemeyecek sorunlara yol açabilmektedir. Kahramanmaraş merkezli deprem için kabul edilen 120 sayılı Cumhurbaşkanlığı kararnamesi, hak kayıplarının önüne geçmek için maddî hukuk, yargılama hukuku ve takip hukukuna ilişkin süreleri, bu kapsamda takipleri ve takip işlemlerinin yapılmasını durdurmuştur. Bir yönüyle yararlı olan bu düzenleme kendi içinde bazı eksiklikler ve sorunları da barındırmaktadır. Soruna tam olarak çözüm üretememiştir, ayrıca zaten kısa süreli ve sonuca etkili olmayan çözümler getirmiştir. 4. Bu şekilde oluşan felâket durumlarından yargı organları da işlemez hale gelebilecektir. Bunun sonucu olarak mahkemelere ilişkin bazı görev ve yetki sorunlarıyla karşılaşılabilir. Böyle durumlarda, sonradan o olaya özgü yeni mahkemeler kurulması tartışması yapılsa da bu durum tabii hâkim ilkesine aykırı olacaktır. Ancak gerek HMK gerekse mahkeme teşkilâtına ilişkin düzenlemelerde hem geçici olarak yargılama organlarının oluşumu, hâkimlerin atanması hem de ortaya çıkacak iş yükünü karşılamaya yönelik yeterli düzenleme ve hukukî alt yapı mevcuttur. Bunların etkin ve doğru şekilde uygulanması halinde bu sorunlar kısa sürede çözülebilir. Burada uyuşmazlıkların çözümü bakımından arabuluculuk ve benzeri yöntemler akla gelebilse de bu uyuşmazlıkların ağırlıklı karakteri arabuluculuk kapsamı dışında kalmaktadır. Ayrıca son yıllarda sık sık yapıldığı üzere, bu tür durumları adeta arabuluculuk piyasası için bir fırsat olarak görmek adil ve ahlâkî değildir, başka sorunlara da kapı aralayacaktır.
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1