Türkiye Barolar Birliği Dergisi 165.Sayı

300 'HSUHP YH BHn]HUL )HOkkHW 'XUXPOaUÕnda 0HdHnv 8V€O +XkXkX 6RUXnOaUÕ +akkÕnda girecektir. Keza Avukatlık Kanunu’ndaki barolar üzerinden yürütülen adlî yardım kurumu da burada dikkate alınacaktır. Burada en önemli sorun, uygulamamızın adlî yardım konusundaki sınırlı anlayışının aşılması sorunudur. Olayın özelliği dikkate alınarak, deyim yerindeyse işi yokuşa sürmeden gerekli kolaylık sağlanmalıdır. Buna ilişkin hukukî zemin vardır. Keza adlî yardım esasen geçici bir muafiyet sağlamaktadır. Bu sebeple de, şayet hak arayanlar, sonunda haksız çıkarlarsa bu yargılama giderlerinin kendilerinden alınmaması yönündeki hükümler uygulanmalıdır. 8. Özellikle deprem gibi doğal felâket ve buna bağlı hukukî sorunlar kapsamında önemli bir konu da geçici hukukî koruma meselesidir. Hakların korunmasına yönelik ihtiyatî tedbirlerin ve diğer geçici hukukî korumaların gerektiği gibi ve zamanında alınması aciliyet taşıyan bir konudur. Bu tür durumlarda, geçici hukukî korumalar için aranan aciliyet, telafisi güç zarar, asıl hakkın şimdiden korunması şartları çoğunlukla gerçekleşmekte, somutlaşmaktadır. Ancak en önemli husus, ilerde açılacak davalar bakımından önem taşıyan delillerin kaybolmadan toplanması ve tespitidir. O sebeple delil tespiti uygulaması özellikle önemli hale gelmektedir. Burada açılacak davalarda ileri sürülen vakıaların esasen her türlü delille ispatı mümkün olduğundan, elde edilebilecek her delil ve bu delillerin farklı şekillerde elde edilmesi nihaî olarak ilerde davalarda kullanılabilecektir. Şüphesiz en öncelikle normal delil tespiti yöntemiyle elde edilen deliller önemlidir. Ancak bu mümkün olmasa dahi, buralar aynı zamanda birer suç mahalli sayılacağından savcılıklar eliyle toplanan deliller, kamu kurumlarının ellerindeki bilgi ve belgeler, barolar ve avukatların Avukatlık Kanunu kapsamında elde ettikleri deliller, yine uzman görüşü kapsamında teknik ve hukukî raporların tümü, ilerde açılacak davalarda delil olarak kullanılabilir. Bu konuda mağdur olan ve zarar görenlerden çok, davalı tarafta yer alacak kurum ve kişilerin delil ikame yükünü taşıması sebebiyle, yargılamalar bu anlamda doğru yapılırsa dava açanların önemli hak kaybı da olmayacaktır. Çünkü, delil eksiklikleri çoğu durumda davacıların değil, davalıların aleyhine sonuç doğuracaktır. 9. Delil tespiti ile de bağlantı içinde bu tür davalarda ispat ve deliller özel bir duruma sahiptir. Öncelikle bu davaların niteliği gereği,

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1