Türkiye Barolar Birliği Dergisi 165.Sayı

311 TBB Dergisi 2023 (165) A. Füsun ARSAVA matif olarak yurttaşların oluşturduğu halk değil, bireylerin oluşturduğu halk nihai egemen olarak “pouvoir constituant” kabul edilmektedir. AB’de anayasallaşma monolitik, tek aşamada ve bir kerede değil, devam eden bir süreçte ortaya çıkmıştır. Bu süreçte ulusal ve Avrupa katmanları içiçe girmiştir. AB’de anayasallaşmayı gerçekleştiren ve bunu geliştiren etmenler farklı olarak karşımıza çıkmaktadır. Bir taraftan Avrupa yurttaşları değişik şekil ve yoğunlukla, diğer taraftan Topluluğun ve Birliğin organları anlaşmaların akdi ve değişiklikleri üzerinden bu sürece katkı sağlamıştır. Üye devlet hükümetlerinin kararlarına yurttaşlar ya ulusal parlamentoların onay tasarrufları üzerinden, ya da kimi üye devletlerde anayasa ışığında gerekli görülen referandumla katılmıştır. Ulusal parlamentolarda temsil edilen üye devlet yurttaşları kendi anayasal gelişmelerine de aynı şekilde dolaylı olarak katılmaktadır. AB seviyesinde AB organları olarak öncelikle AB Konseyi, Avrupa Konseyi, ABAD anayasal gelişmelere katkı yapmaktadır. Bu nedenle AB’de anayasallaşma sürecinde ve bu sürecin geliştirilmesinde isabetli olarak karma bir “constituant pouvoirs”dan söz edilmektedir. AB anayasa tasarısı hazırlığında da karma anlayış ile yola çıkılmıştır.26 Şüphesiz üye devletler arasında anlaşma akdi üzerinden yahut Avrupa organları üzerinden gerçekleştirilen anayasallaşma, Avrupa yurttaşlarını devre dışı bırakma potansiyeline sahip bir yöntemdir.27 Anayasallaşma sürecinin dayanağının öncelikle Uluslararası Hukuk olduğu, bunun temelinin Topluluk kurucu anlaşmaları ve Birlik anlaşması olduğu açıktır. Bu anlaşmalar Uluslararası Hukuk karakteri taşımakla beraber şüphe bırakmayacak şekilde anayasal içeriğe sahiptir. Anayasallaşma süreci öncelikle Uluslararası Hukuk zemininde başlamakla beraber, AB anlaşmalarının meşruiyet dayanağını Avrupa halklarının anayasallaşma sürecine katılımı sağlamaktadır. Anayasallaşma sürecinin gelişmesinde kurumsal yapıda Avrupa Konseyi’nin ve ABAD’nin başı çektiği görülmektedir. AB yurttaşları Konvansiyon çalışmalarında görüldüğü gibi nadir durumlarda anayasallaşma sürecinde doğrudan aktif olarak rol almıştır.28 26 Albert Bleckmann, “Europarecht, Das Recht der Europäischen Union und der Europäischen Gemeinschaften”, 6.bası 1997, Verlag:Köln Heymanns 27 Görg Haverkate, “Verfassungslehre, Verfassung als Gegenseitigkeitsordnung”, C.H.Beck, München 1992, s.47 vd.. 28 Gertrud Lübbe-Wolf, “Europäisches und nationales Verfassungsrecht”, VVDStRL 60 (2000), s.246,248 vd.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1