Türkiye Barolar Birliği Dergisi 165.Sayı

32 .aPX *|UHYOLVLnLn 6XoX BLOdLUPHPHVL 6XoX .aSVaPÕnda 8]OaşWÕUPaFÕnÕn &H]aL 6RUXPOXOX÷X olarak elde edilmiş bulguların, delil olarak kabul edilemeyeceği hükmünü amirdir. CMK’nın 289/1-i maddesi gereği hükmün hukuka aykırı yöntemlerle elde edilen delile dayanması kanun yolunda hukuka kesin aykırılık hali teşkil edecektir. Öte yandan her ne kadar CMK’nın 253/20 ve Yönetmeliğin 32/3. maddelerinde uzlaştırma müzakerelerinde yapılan “açıklamaların” delil olarak kullanılamayacağı ifade edilmekte ve bu kapsamda müzakerelerden hasıl olan belgelerin herhangi bir soruşturma, kovuşturma ya da davada delil olarak kullanılamayacağına yönelik bir ibareye yer verilmemekte ise de açıklamanın kullanılamayacağı ancak açıklama nedeniyle oluşturulan belgenin kullanılabileceğini söylemek mümkün değildir. Böyle bir durumda söz konusu belge delil olarak kullanılması mümkün olmayan açıklamaya dayandığı içindir ki zincir işlem niteliği gösterdiğinden hukuka aykırı kabul edilmesi gerekir. O halde kanaatimizce kanun koyucunun adı geçen maddelerde sadece açıklamalardan bahsetmesinin nedeni, açıklamalardan hasıl olan belgeleri gizlilik ilkesinin kapsamı dışında bırakmak değil, uzlaştırma müzakerelerinde de kullanılmakla birlikte müzakerelerden hasıl olmayan belge delillerinin o ya da başka bir soruşturma, kovuşturma veya davada delil olarak kullanılabilmesine imkân tanımaktır. Uzlaştırma sürecinde gizlilik ilkesi hem iç ilişkide hem de dış ilişkide gizlilik ilkesini bünyesinde barındırır. Dolayısıyla ne uzlaştırma sürecinin taraflarından birinin uzlaştırmacı ile yaptığı müzakereler esnasında sarfettiği bir açıklama, uzlaştırma sürecinin diğer taraf ya da taraflarına açıklamayı yapanın rızası olmaksızın açıklanabilir ne de tarafların birlikte katıldığı müzakerelerde yapılan açıklamalar, uzlaştırmanın tarafı olmayan kişi ve kurumlara bu kişilerin rızası hilafına açıklanabilir. Gizliliği koruma yükümlülüğü uzlaştırmacının görevi sona erdikten sonra da devam eder.19 Ancak kanunen açıklanması zorunlu olan hallerde rıza aranmayacaktır.20 Kanun hükmünün yerine getirilmesi kapsamında TCK’nın 279. maddesi gereği kamu görevlisinin suçu bildirmesi yükümlülüğünün doğduğu haller, gizliliğin ve bu kapsamda sır saklama yükümlülüğünün ihlali kabul edilmeyecektir.21 19 TCK, m. 24/1; Yönetmelik, m. 5/7. 20 Yönetmelik, m. 5/7. 21 Erdem/Eser/Özşahinli, s. 37.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1