34 .aPX *|UHYOLVLnLn 6XoX BLOdLUPHPHVL 6XoX .aSVaPÕnda 8]OaşWÕUPaFÕnÕn &H]aL 6RUXPOXOX÷X maddesi, vekâlet ilişkisinin doğurduğu temsil yetkisi ile birlikte göz önünde bulundurulmalıdır. Avukatların, müvekkillerinin işledikleri herhangi bir soruşturmaya konu edilmemiş başka suçlarını ve bu görev nedeniyle öğrendikleri diğer suçları bildirim yükümlülüklerinin olmadığı söylenebilir. Ancak kanaatimizce avukatların müvekkillerinin işledikleri suçu bildirim yükümlülüğünü haiz olmaması, temelde, Anayasa’nın 36. maddesindeki savunma hakkının gereklerinden ve tarafı temsilen savunma mesleğini yerine getiren avukatın Anayasa’nın 38. maddesi gereği müvekkilini suçlayıcı bir beyanda bulunmaya zorlanamamasından kaynaklanmaktadır.26 Ancak uzlaştırmacı görevini yerine getirirken tarafsız olan bir kamu görevlisi olduğu içindir ki avukatlar bakımından geçerli olan bu kabulün uzlaştırmacılar için de geçerli olduğunu ve bir kamu görevlisi olan uzlaştırmacının suçu bildirim yükümlülüğü olmadığını söylemek mümkün değildir. Dolayısıyla avukatlık mesleği ile uzlaştırma faaliyetini her ikisi de kamusal nitelik taşımakla birlikte biri soruşturma ve kovuşturma evresinde savunma görevini yerine getiren ve müvekkilinin kabul ettiğinden daha aleyhe bir savunma yapması mümkün olmayan taraf, diğeri ise bir alternatif çözüm sürecinde iletişimi kolaylaştırma ve süreci yönetme görevini yerine getiren tarafsız kişi olduğundan birbirine karıştırmamak gerekir. Kamu görevlisinin bir suçun soruşturma ya da kovuşturma evresinde görevinin bulunması ve kanunen sır saklama yükümlülüğünü haiz olması durumunda görevlendirildiği o suça ilişkin olarak sır saklama yükümlülüğü devam etmektedir. Zaten görev konusu olan suç halihazırda soruşturma konusu edildiği için kamu görevlisinin suçu bildirim yükümlülüğü de doğmamaktadır. 26 Yargıtay, avukatlar bakımından konuyu sır saklama yükümlülüğü ve adil yargılanma hakkı kapsamında ele aldığı bir kararında “Sanığın özgür iradesiyle seçeceği bir avukatın yardımından yararlanmasını öngören Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6/3-c, Anayasamızın iddia, savunma ve adil yargılanma hakkını öngören 36, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun dürüstlük ve güven ilkelerini öngören 34. ve avukatın sır saklama yükümlülüğünü düzenleyen 36. maddelerindeki düzenlemeler dikkate alındığında sanık avukatın, hakkında yakalama kararı bulunan vekil edenin yerini adli mercilere bildirmemesi sır saklama yükümlülüğü ile bağlantılı olarak TCK’nın 24/1. maddesi anlamında kanunun hükmünü (görevini) yerine getirme hukuka uygunluk nedeni olarak değerlendirilmelidir” yönünde görüş bildirmiştir (Yargıtay 4. CD, E. 2009/19013, K. 2011/2017, T. 14.11.2011, https://lib.kazanci.com.tr, erişim tarihi: 11.01.2023).
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1