Türkiye Barolar Birliği Dergisi 165.Sayı

48 .aPX *|UHYOLVLnLn 6XoX BLOdLUPHPHVL 6XoX .aSVaPÕnda 8]OaşWÕUPaFÕnÕn &H]aL 6RUXPOXOX÷X Suçun taksirli şekli olmadığından uzlaştırmacının dikkatsizlik ve tedbirsizlik nedeniyle, örneğin unutkanlıkla61 suçu bildirmekte ihmalkâr davranması ya da gecikme göstermesi bu suça vücut vermez. Uzlaştırmacı bir mücbir sebep, maddi cebir ya da kendinde olmama nedeniyle suçu bildirememişse, suçu bildirmeme fiili ile fail arasındaki psişik bağ ortadan kalkmış olacağından uzlaştırmacıya kusur yüklenemez. Eğer bilgiye ulaşan uzlaştırmacı suçun işlendiğine yönelik olarak suçla nedensel bir bulgu olmasına karşın söz konusu bağın bulunmadığı, yani işlenen bir suçun olmadığı düşüncesiyle suçu bildirmemişse ve bu hataya düşmekte kusursuz kabul edilebilirse, fiili hatasından yararlanır. Ancak suç doğrudan kastla işlenebilen bir suç olduğundan fail dikkatsizliği ve tedbirsizliği ile hataya düşmüş dahi olsa, yeter ki öğrendiği bilginin suça yönelik olduğuna ilişkin bir hataya düşmüş kabul edilebilsin, suçu bildirmeme suçunu işlemeyi istemediği ve suçun da taksirli şekli olmadığı için hatasından yararlanır. Şu kadar ki failin, görevini yerine getirirken öğrendiği bilginin bir suça ilişkin olduğunu bilmesine karşın kamu adına takip edilen bir suçu bildirmemesinin suç olduğunu bilmediği yönündeki hatası, hukuki hata kabul edileceğinden kural olarak mazeret sayılmayacaktır. Uzlaştırmacının, suçun şikâyete tabi bir suç olduğunu düşündüğü için suçu bildirmediği hallerde de hatasından yararlanamayacağını düşünüyoruz. Zira yukarıda ifade edildiği üzere uzlaştırmacı için şikâyete tabi olsun ya da olmasın suçu bildirmek bir yükümlülüktür. Suçun hukuki niteliğini tayin edecek olan, yapılan ihbar üzerine soruşturmadan sorumlu Cumhuriyet savcısıdır. Bu noktada suçun kamu adına re’sen mi yoksa şikâyet üzerine mi takip edileceği noktasında düşülen hatanın hukuki hata olarak kalacağı ve kastı kaldırmayacağı düşüncesindeyiz. Diğer yandan uzlaştırmacının ihbarda bulunması gereken merci konusundaki yanılgısı kanaatimizce esaslı ise fiili hata kabul edilerek mazeret sayılabilir. Bu noktada suç ve ceza içermediğinden ceza muhakemesi Kanun’un 158/1-4. maddesinin bilinmemesi fiili hataya dönüşecektir.62 61 Erdener Yurtcan, Yargıtay Kararları Işığında İftira Suçu (Adliyeye Karşı Diğer Suçlar), 3. Bası, Ankara 2019, s. 288. 62 Fiandaca/Musco, s. 259.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1