Türkiye Barolar Birliği Dergisi 166.Sayı

215 TBB Dergisi 2023 (166) Selin ÖZDEN MERHACI karşılık amaca uygun kullanıma ilişkin olmayan eylemlerin eser sahibinin haklarının ihlali olarak değerlendirileceğini hükme bağlamıştır. O halde yukarıda gönderen mahkemenin belirlediği ilk soru, 91/250 sayılı Direktif m. 5(1)’in, bir bilgisayar programını yasal olarak elde eden kişinin, hataları düzeltmek için o programın tamamını veya bir kısmını kaynak koda dönüştürme hakkı verip vermediğidir. Mahkemenin somut olayda şartları belirlemeden önce, ilgili hükmün kaynak koda dönüştürme işlemine izin verip vermediğini değerlendirmesi de gerekmektedir. Yerel mahkemenin ikinci sorusu kaynak koda dönüştürme eyleminin m. 5(1) kapsamında değerlendirilmesinin mümkün olması halinde, Direktif m. 6’da yer alan şartların gerçekleşmesi gerekip gerekmediğidir. Direktif m. 6, kaynak koda çevirmeyi düzenlemektedir. Bu madde yukarıda da açıklandığı üzere, bir bilgisayar programı ile diğer programların araişlerliğini gerçekleştirmek üzere gerekli bilgilerin elde edilmesi amacıyla program kodunun çoğaltılması ve kaynak koda çevrilmesine belli şartlar altında izin vermektedir. Bu şartlar ise; eylemin lisans alan veya bir programın bir kopyasını kullanma hakkına sahip bir kişi tarafından veya onlar adına yetkilendirilmiş bir üçüncü kişi tarafından gerçekleştirilmesi, araişlerliğin gerçekleştirilmesi için gerekli bilgilerin bu kişilere verilmemiş olması ve eylemin programın ara işlerliğin sağlanması için gerekli kısımlarıyla sınırlı olarak yapılmasıdır. Ancak Direktif m. 6’da yer alan şartlar sadece araişlerliğe ilişkin olarak kaleme alınmıştır. Dolayısıyla m. 5(1) hükmü ile m. 6 bağımsız konuları düzenlediğinden, gönderen mahkemenin ABAD’a yönelttiği bu soru olumlu yanıtlanırsa, Direktif’in sistematiğinde oldukça büyük bir değişikliğe yol açma ihtimali doğacaktır. Görüldüğü üzere Direktif m. 6 programlar arasında araişlerliğin sağlanması nedeniyle kaynak koda çevirmeye ilişkin bir düzenleme getirmekteyken, Direktif m. 5 kaynak koda çevirmeyle ilgili bir düzenleme yapmamış, hata düzeltme dâhil, programın amacına uygun kullanımı için çoğaltılmasını ve işlenmesini ele almıştır. Dolayısıyla bu iki hüküm birbirinden farklı amaçlara hizmet etmektedir. Hukukumuzda da FSEK m. 38 kapsamında yer alan bu iki hüküm de yukarıda da belirtildiği üzere Direktif ile aynı yapıya sahiptir.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1