Türkiye Barolar Birliği Dergisi 166.Sayı

233 TBB Dergisi 2023 (166) NDGire g=D(0ø5 Deni] 32LAT Bununla birlikte, adil yargılanma hakkı bakımından önemli olan sonuçtan çok yargılama sürecinin tamamıdır.47 Bu nedenle, yargılamanın tüm yöntemsel gerekliliklerini içeren “uzun bir liste” (laundry list) adil yargılanma kavramını oluşturur.48 Dolayısıyla adil yargılanma ilkesi hem içerik hem de sonuca yönelik olarak adil bir karar verilip verilmediğinden önce, adil bir karar verilebilmesi için gerekli tüm koşulların sağlanıp sağlanmadığıyla ilgilenir.49 Avukata danışma ve onunla iletişim kurma hakkı da bu koşullar arasında yer alır. Kuşkusuz, eşit işlem görme ve ayrımcılığa uğramadan bu hakkı kullanabilme de avukata erişim hakkının gereklerindendir. Öyle ki, ayrımcılık yasağı bugün, hukuk önünde eşitlik ve hukuken eşit korunma ilkelerinin ötesinde hukuk karşısında eşitlik ve hukuktan eşit yararlanma ilkelerini de kapsamaktadır.50 manın kanunla kurulan, bağımsız ve tarafsız bir mahkeme önünde, makul sürede, açık/aleni ve hakkaniyete uygun olarak yapılması gerekir. Sözleşme’de yer alan açık teminatlar dışında, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, birtakım örtülü güvenceleri de adil yargılanma hakkı kapsamında ele almaktadır. “Çelişme ilkesi”, “silahların eşitliği ilkesi”, “mahkemeye başvurma hakkı”, “gerekçeli karar hakkı”, “susma hakkı”, “kendini suçlayıcı delil sunmaya zorlanamama hakkı”, “duruşmada hazır bulunma hakkı”, “duruşmaya etkili katılma hakkı” ve “delil sunma hakkı” bunlar arasındadır. Bkz. İnceoğlu, s. 112; F. Gökçen Taner, Ceza Muhakemesi Hukukunda Adil Yargılanma Hakkı Bağlamında Çelişme ve Silahların Eşitliği, Seçkin Yayıncılık, Ankara 2019, s. 46-47; Jeremy Waldron, “The Rule of Law and the Importance of Procedure”, Nomos 50: Getting The Rule of Law (ed. James E. Fleming), New York University Press, New York 2011, s. 5-6. 47 Karen Reid, A Practitioner’s Guide to The European Convention on Human Rights, Sweet & Maxwell, Londra 1998, s. 50. 48 Bkz. Waldron, s. 3-31, özellikle s. 3-7. Ayrıca bkz. John Gardner, “The Supposed Formality of the Rule of Law”, Law as a Leap of Faith: Essays on Law in General, Oxford University Press, Oxford 2012, s. 195-221. 49 İnceoğlu, s. 1. Buna karşılık, AİHM’ye göre açıkça hatalı bulgulara dayanan bir karara varan, taraflarca sunulmuş olan savları, delilleri ve mütalaaları önyargısız biçimde incelemeyen bir yargı organı, adil ve hakkaniyetli yargılama yapma yükümlülüğünü ihlal etmiş olur. Bu nedenle, istisnai de olsa, yargı kararlarının içeriğinin de adil olup olmadığının denetlendiğini söylemek mümkündür. Bkz. ECHR, Kraska v. Switzerland, No. 20398/92, 19.04.1993, para. 30; Reid, s. 50. 50 Ulaş Karan, Uluslararası İnsan Hakları Hukuku ve Anayasa Hukuku Işığında Eşitlik İlkesi ve Ayrımcılık Yasağı, On İki Levha Yayıncılık, İstanbul 2017, s. 69. AİHS’nin 14. maddesinde düzenlenen ayrımcılık yasağı hem bir hak hem de Sözleşme’ye hâkim temel bir ilkedir. AİHM de meşru amaç taşımayan, ölçülü, makul ve nesnel olmayan farklı muamelelerin ayrımcı kabul edileceğini belirtmektedir. Bkz. ECHR, Rasmussen v. Denmark, No. 8777/79, 28.11. 1984, para. 38. Türk Anayasa Mahkemesi de AİHM kararlarına gönderme yaparak, ayrımcılığı kısaca nesnel ve makul bir gerekçe olmaksızın, konuyla ilgili olarak benzer durumda olan kişilere farklı muamele edilmesi olarak tanımlamıştır. Buna göre, din, siyasi düşünce, cinsel kimlik gibi kişilik unsurları olan ve kişisel tercihlere

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1