Türkiye Barolar Birliği Dergisi 166.Sayı

252 TKRPDs +REEes¶un LeYÕDWKDn¶GD 6unGu÷u DR÷D <DsDODrÕnÕn 6iyDseW )eOseIesi ,úÕ÷ÕnGD me ve aklının emrettiği şekilde kullanmaktan onu alıkoyamazlar.”33 Dış engelleri olmayan insan, hakkını bırakarak kendisine engeller oluşturabilir. Dış engelin varlığı ise özgürlüğün kısıtlanması anlamına gelir. Engelin olmamasına göre özgürlüğün tanımlanması, negatif özgürlük anlayışının sunulduğunu gösterir. “Hobbes’un özgürlük tanımı açısından, insan tam bir özgürlük halini ancak doğal durum içerisinde elde edebilir.”34 Ancak savaşın hâkim olduğu doğa durumunda özgürlüğün kısıtlanmaması pek mümkün değildir. Toplum sözleşmesinden sonra devletin kurulmasıyla uyruk olarak insanın özgürlüğü ayrı değerlendirilir. İleride açıklayacağımız mutlak egemen güç, özgürlüğe sahip olandır. “Özgürlüğün sadece devletle ilişkilendirilmesi, yurttaşların böyle bir hakka sahip olmadıklarını gösterir. Yurttaşın en büyük ödevi yasalara uymaktır ki, yukarıda yapılan ayrım içerisindeki yurttaş özgürlüğe de budur.”35 Doğa durumunda özgürlüğün, savaş nedeniyle kısıtlanmasından sonra, devletin kurulmasıyla beraber egemen güce ve yasalara tabi olmanın getirdiği kısıtlamalarla karşılaşılır. “Uyrukların en büyük özgürlüğü, yasanın sessizliğine dayanır.”36 Egemen gücün kurala tabi tutmadığı durumlar için uyrukların özgürlüğünden bahsedilebilir. Buna rağmen uyrukların kendi varlıklarını savunmak ve kendilerine zarar vermemek bakımından itaat etmeme özgürlüğü37 vardır. Dolayısıyla Hobbes için mutlak özgürlük mümkün görünmemektedir. Huzur ve güvenliğini sağlamak için haklarını karşılıklı devreden insanlar aralarında sözleşme kurmuş olurlar. Ancak henüz egemen güç olmadığı için sözleşmenin ihlal edilmesine karşı cebir uygulayacak yine insanlardır. Böyle bir durumda ise herkesin herkesle savaşı tekrar başlamış olur. “Doğa yasaları pratik bir geçerliliğe ancak sözleşmeden gücünü alan bir egemenin idaresinde erişir. Zira, doğal hak ya da doğal yasaya dayanmayan sivil yasa yetersiz kalır.”38 Bu nedenle haklarını devreden insanlar, özgürlüklerini tek veya heyetten oluşan bir egemen güce vererek devletin kuruluşunu sağlar. 33 Hobbes, Leviathan, s. 103. 34 Kulak, “Thomas Hobbes”, s.218. 35 Yıldırım Torun, Hukuk Felsefesi, Orion Kitabevi, Ankara Ekim 2012, s. 230. 36 Hobbes, Leviathan, s. 170. 37 Bkz. Hobbes, Leviathan, s. 168. 38 Çilingir, Pratik Felsefe, ss. 188,189.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1