Türkiye Barolar Birliği Dergisi 166.Sayı

254 TKRPDs +REEes¶un LeYÕDWKDn¶GD 6unGu÷u DR÷D <DsDODrÕnÕn 6iyDseW )eOseIesi ,úÕ÷ÕnGD iii. Sözleşme ile belirlenen egemenin kuruluşuna karşı gelmek isteyen kimse, bunu adaletsizlik etmeden yapamaz. iv. Uyruk, egemenin eylemi hakkında eleştiride bulunamaz. Çünkü uyruk, temsil edilen olduğu için temsil edenin yetkisine dayanan eylemlerinin haksız olduğu kabul edilmez. v. Aynı gerekçe ile uyruk, egemeni eylemlerinden dolayı cezalandıramaz. vi. Egemen, barışı sağlamak ve uyruklarını savunmak için neye ihtiyaç olduğuna karar verir. İhtiyaçlar arasında öğretilecek olan düşüncelerin neler olması gerektiğine de egemen karar verir. vii. “Uyruklardan her birinin, başka hiçbir uyruğun adaletsizlik etmeden ondan alamayacağı hangi şeylerin kendisine ait olduğunu bilebileceği kurallar yapmak hakkı.”42 Mülkiyetin tanımını da içeren bu hakka göre egemen, kurallar ile adaletsizliği ve neyin o uyruğa ait olduğunu bilinmesini sağlar. viii. Uyuşmazlık ve yargılamaları çözme hakkı egemene aittir. ix. Diğer devletlerle barış veya savaş yapmaya karar verme hakkı egemen aittir. x. Egemen, danışmanlarının ve bakanlarının kim olacağına karar verme hakkına da sahiptir. xi. Yasalara uyulup uyulmaması soncunda ödül ve cezayı verecek olan egemendir. xii. Devletin ihsanına layık olana şeref ve paye vermek hakkı egemene aittir. Egemenliğe devredilen hak ve yetkiler bölünemez. Hobbes’a göre: “Kendi içinde bölünmüş bir krallık ayakta duramaz: çünkü, önceden bu bölünme olmadıkça, karşıt ordulara bölünme asla olmaz.” İngiliz iç savaşının da etkisiyle Hobbes, kuvvetler ayrılığını savaşın nedeni olarak görür. Hak ve yetkilerin bölünememesi de kuvvetin birliğine işaret eder. Böylece tek kişilik haline gelen topluluğu yöneten egemenin hak ve yetkileri, savaşa engel olabilecek güçte düzenlenir. Sözleşmeyle kurulan devletin güçlü egemene ihtiyacı olduğu gibi devletin türü de barışı sağlayacak güce sahip olmalıdır. 42 Hobbes, Leviathan, s. 141.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1