Türkiye Barolar Birliği Dergisi 167.Sayı

197 TBB Dergisi 2023 (167) Muhammet ÖZEKES / Uğur BULUT Aleyhe bozma yasağı, yukarıda açıklandığı üzere,59 mutlaka kanun yoluna başvuran tarafın daha lehine bir karar verilmesini gerektirmemektedir. Aksine, kanun yoluna başvuran tarafın daha aleyhine bir karar verilmemiş olması yeterlidir. O hâlde, istinaf başvurusunun usulden reddine karar verilmiş olması, aleyhine kanun yoluna başvuran kararın hukukî etkilerinin aynen korunması sonucunu doğuracağından, aleyhe bozma yasağının ihlâl edilmesi de söz konusu değildir. Bu nedenle, aleyhe bozma yasağı bakımından özel bir inceleme yapılması gerekmeksizin istinaf başvurusunun usulden reddi sebeplerinin araştırılması ve neticede bu yönde karar verilmesi mümkündür, bu durum aleyhe bozma (karar verme) yasağına aykırılık oluşturmaz.60 Ayrıca, kanun yoluna başvuran tarafın kanun yoluna başvurmamış olması ihtimâlinde dahi kendiliğinden araştırılması gereken konularda gerekli kararların verilmesi, aleyhe bozma yasağına aykırılık teşkil etmez.61 Tüm bu nedenlerle, kanun yoluna başvuru şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin aleyhe bozma yasağından bağımsız olarak incelenmesi ve ilgili kararların verilmesi mümkün, hatta gereklidir. b. İstinaf Başvurusunda Hukukî Yararın Özel Niteliği Mahkemeye yöneltilen her talepte bulunması gereken hukukî yarar,62 kanun yolu başvurusunda bulunabilmesi için de aranan temel şartlardandır.63 İstinaf başvurusu bakımından hukukî yarar, ön inceleme aşamasına ilişkin sebepler arasında özel olarak düzenlenmiş olmasa dahi, bu şartın da ön inceleme aşamasında ve istinaf incelemesinin esasına girilmeden önce mevcut olması ve dikkate alınması gerekir.64 Bu nedenle, istinaf başvurusunda hukukî yararın bulunmaması hâlinde de istinaf başvurusunun usulden reddine karar verilmelidir. Ön incelemeye ilişkin diğer şartlara benzer bir şekilde, hukukî yararın 59 Bkz. yuk. II, A. 60 İstinaf incelemesi yapılabilmesi için varlığı şart olan hususların araştırılması ve gerekli kararların verilmesi, aleyhe bozma yasağına aykırılık olarak değerlendirilemez (Guldener, s. 498). 61 Yıldırım, s. 153, 166 vd. 62 Hakan Pekcanıtez, Pekcanıtez Usûl - Medenî Usûl Hukuku, 15. Baskı, İstanbul 2017, s. 947; Emel Hanağası, Davada Menfaat, Ankara 2009, s. 26 vd. 63 Postacıoğlu/Altay, s.871 vd; Üstündağ, s. 854; Kuru, Usul Cilt 5, s. 4485; Kuru, Usul El Kitabı 2, s. 1330; Öztek, s. 630; Yılmaz, Cilt 4, s. 5002; Özekes, Pekcanıtez Usûl, s. 2286; Akkaya, İstinaf, s. 129 vd. 64 Akkaya, İstinaf, s. 130. Temyiz incelemesi için benzer yönde Bulut, s. 268.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1