Türkiye Barolar Birliği Dergisi 167.Sayı

238 Velayetin Değiştirilmesi Yargılamasında İlgililer tin kaldırılması sebepleri arasında kısıtlılık hali açıkça düzenlenmemiş olsa da bu halin de velayetin kaldırılmasına sebep olacağı kabul edilmektedir.72 Velayetin velayet sahibi olmayan eş tarafından kullanılabilmesi için, öncelikle velayetin kısıtlanan ebeveynden kaldırılarak diğer ebeveyne verilmesi yönünde bir yargılama yapılması gerekir ve bu durumda velayetin değiştirilmesi yargılamasından bahsedilir. Zira kısıtlama kararı ile birlikte velayet kendiliğinden diğer eşe geçmemekte ve bu hususta mahkeme kararı olması gerekmektedir.73 Kanaatimizce bu halde velayet sahibi olan kişinin kısıtlanarak vesayet altına alınmasına karar veren sulh hukuk mahkemesi hâkimi, aile mahkemesine ihbarda bulunarak velayetin değiştirilmesi yönünde yargılamanın başlatılmasını sağlayabilir.74 Daha sonra kısıtlılık kararı sulh hukuk mahkemesi tarafından nüfus kayıtlarına işlenmesi amacıyla Nüfus Müdürlüğü’ne gönderilecektir. Bu halde velayet hakkı sahibinin kısıtlandığını haber alan Nüfus Müdürlüğü de velayetin kısıtlı olan ebeveynden alınarak diğerine verilmesi gerektiği yönünde mahkemeye ihbarda bulunabilir.75 Her iki durum açısından ne sulh hukuk mahkemesi hâkimi ne 72 Grassinger, Küçüğün Korunması, s. 175; Öztan, s. 1101; Ayşe Arat, “Medeni Kanunda Velayetin Kaldırılması Tedbiri ve Bu Tedbirin Uygulanması”, Maltepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt 0, Sayı 2, 2012, s. 282; Akyüz, s. 294; Cemil Çelik, “Velayetin Kaldırılması”, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt 54, Sayı 1, 2004, s. 274; Özden Özer Taşkın, “Velayet Hakkının Kullanılması, Velayetin Değiştirilmesi”, Anadolu Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt 6, Sayı 1, 2020, s. 256. Nitekim TMK m. 348’in gerekçesinde de kısıtlılık halinin velayet görevini gereği gibi yerine getirilmesini engelleyen sebepler arasında değerlendirileceği belirtilmiştir. Bkz. Çelik, s. 274, nd. 86. Nitekim Yargıtay kararlarında da velayet tevdii edilirken kısıtlanan tarafa velayetin verilmemesi gerektiği kabul edilmektedir. Bkz. 2. HD, T. 20.01.2014, 15896/889 (Gençcan, Velayet, s. 166-167). 73 Çelik, s. 274. 74 “…Somut davada, küçük K3ı’ nın anne ve babasının boşanması sonucu velayetinin baba Bayram Hamaratlı’ da bulunduğu, ancak baba Bayram’ın 2016 yılında geçirmiş olduğu trafik kazası nedeniyle yoğun bakımda tedavi görürken kendisine vasi tayini için Çaycuma Sulh Hukuk Mahkemesinde dava açıldığı, hastalığı sebebiyle kısıtlanması için hakkında dava görülen babanın velayet görevini yerine getiremeyeceği gerekçesiyle küçük K3 üzerindeki velayetinin kaldırılarak çocuğun velayetinin düzenlenmesi ya da vasi atanması için ihbarda bulunulması üzerine de, eldeki davanın açıldığı, davanın TMK’nın 183 ve 349. maddeleri uyarınca, bu davanın görülmesi sırasında, velayet kendisine verilen babanın 17/08/2018 tarihinde vefat ettiği, bu durumda, davanın TMK’nın 335/2, 337/2. maddeleri uyarınca, askıda bulunan velayetin düzenlenmesi davasına dönüştüğü anlaşılmıştır…” Sakarya BAM 2. HD, T. 17.2.2020, 1100/190 (Lexpera Hukuk Bilgi Sistemi). 75 Benzer şekilde tarafların boşanmalarına ilişkin yargılamada müşterek çocuğun velayeti hakkında karar verilmemesi halinde Nüfus Müdürlüğü tarafından ihbar-

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1