Türkiye Barolar Birliği Dergisi 167.Sayı

245 TBB Dergisi 2023 (167) Zeynep Sümeyra DEVECİ dinlenilmesinin mümkün olduğu kabul edilmektedir.95 Yine çocuğun dinlenilmesine ilişkin ortam ve koşullar uygun değilse yahut çocuk korktuğu için görüşme yapmaktan kaçınıyorsa hiç dinlenilmeden karar verilebileceği gibi koşullar uygun oluncaya dek dinlenilmesi de ertelenebilir.96 Burada önemli olan çocuğun menfaati olduğundan, çocuğun dinlenilmesi ve görüşünü açıklaması çocuğa zarar verecekse veya verilecek karar bakımından bir etkisi olmayacaksa dinlenilmesinden kaçınılmalıdır.97 Çocuğun dinlenilmesi çocuğun yararına hizmet ettiğinden çocuk bakımından bir hak olup yükümlülük niteliğinde değildir. Dolayısıyla çocuk, yargılama sırasında görüşlerini açıklama hususunda zorlanamaz.98 Çocuğun idrak çağında olmaması veya ortam ve koşulların çocuğun dinlenilmesine uygun olmaması halinde, çocuğun bizzat dinlenilmesi yerine uzmanlar aracılığı ile dinlenilmesi ve uzmanlar tarafından düzenlenen rapor da dikkate alınarak velayet hususunda mahkemece karar verilmesi gerekir.99 95 Lent, s. 45-46; Kuru, Nizasız Kaza, s. 167; Özekes, Hukuki Dinlenilme Hakkı, s. 273. “Ayrıca idrak çağındaki çocukların velayet ve kişisel ilişki yönündeki görüşlerinin Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin 12. Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesinin 3 ve 6. maddeleri uyarınca hâkim tarafından bizzat dinlenerek tespit edilmesi gerekmekte ise de küçük K1’nın karar tarihinde henüz yedi buçuk yaşını doldurmadığı, idrak çağında olduğunun kabul edilemeyeceği anlaşıldığından, küçüğün hakim tarafından dinlenilmemesinde bir yanlışlık görülmemiştir”. İzmir BAM 2. HD, T. 27.3.2017, 702/553 (Lexpera Hukuk Bilgi Sistemi). 96 Grassinger, Çocuğun Menfaati, s. 839-840. 97 Reyhani Yüksel, s. 133. 98 Grassinger, Çocuğun Menfaati, s. 839; Reyhani Yüksel, s. 132; Usta, Çocuk Hakları, s. 98. 99 “Ortak çocuk idrak çağında olduğuna göre; mahkemece sonuçları hakkında bilgilendirilerek velayet tercihi konusunda çocuğun bizzat dinlenmesi; bu yeterli olmadığı takdirde 4787 sayılı Kanun’un 5. maddesinde gösterilen uzman veya uzmanlardan velayet konusunda rapor alınarak, tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle velayetin düzenlenmesi gerekir”. 2. HD, T. 18.9.2013, 16819/21199 (Lexpera Hukuk Bilgi Sistemi). “Hükme esas alınan uzman raporu, davacı ile görüşmeye dayanmakta olup davalı ve çocuklarla bir görüşme yapılmamıştır. Rapor bir delile de dayanmamaktadır. Bu haliyle uzman raporu hüküm kurmak için yeterli değildir. Mahkemece taraflara delillerini bildirmeleri için kesin önel verilmesi göstermeleri halinde delillerinin toplanması ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek, gerekmesi halinde uzmanın çocuklarla görüşmesi de sağlanarak yeniden rapor alınmasından sonra, sonucu itibarıyla hüküm kurulması gerekirken eksik inceleme ile hüküm tesisi doğru bulunmamıştır”. 2. HD, T. 25.3.2010, 16126/5764 (Gençcan, Velayet, s. 453).

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1