253 TBB Dergisi 2023 (167) Zeynep Sümeyra DEVECİ yargılama bakımından maddî anlamda ilgili sıfatına sahip olması mümkündür. TMK m. 346 ve m. 347 gereğince çocuğun menfaatinin korunmasının gerekmesi nedeniyle, çocuğun anne ve babadan alınarak bir aile yanına yerleştirilmesine karar verilmesi mümkündür. Bu halde anne ve babanın velayet hakkı sona ermediğinden velayetin değiştirilmesi yargılaması gündeme gelebilir. Bu yargılama sırasında çocuğun yanına yerleştirildiği koruyucu aile de maddî anlamda ilgili sıfatına sahip kabul edilmelidir. Ayrıca koruyucu aile kurumunun gündeme gelmesi halinde Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın denetim ve gözetim görevi devam ettiğinden bu halde ayrıca Bakanlık da maddî anlamda ilgili sıfatına sahiptir. Yine TMK’da ve ilgili diğer mevzuatta yer alan koruyucu önlemler kapsamında çocuğun kuruma yerleştirilmesi de mümkündür. Bu halde de velayet anne ve babadan kaldırılmadığından velayetin değiştirilmesi ve koruma kararının kaldırılması için anne veya baba mahkemeden talepte bulunabilir. Çocuğun kuruma yerleştirilmesine karar verilmesi halinde, yerleştirme hizmeti Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı bünyesindeki Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından yerine getirilecektir. Velayetin değiştirilmesi yargılaması bakımından, böyle bir durumda Bakanlığın da maddî anlamda ilgili sıfatına sahip olduğu kabul edilmelidir. Velayetin değiştirilmesi yargılaması hâkimin re’sen harekete geçtiği çekişmesiz yargı işleri arasında yer aldığından, şeklî anlamda ilgili kavramı ile maddî anlamda ilgili kavramı bir arada bulunmaktadır. Zira bu nitelikteki işler bakımından ancak maddî anlamda ilgili sıfatı bulunan kişilerin şeklî anlamda ilgili sıfatına sahip olabileceği kabul edilmektedir. Bunun sonucu olarak, yalnızca mahkemeyi harekete geçirmek amacıyla ihbarda bulunan kişiler, şeklî anlamda ilgili sıfatını kazanamazlar. Velayet sahibi olan eşin kısıtlanması halinde, kısıtlama kararı veren sulh hukuk mahkemesi veya kısıtlılığın bildirildiği Nüfus Müdürlüğü, velayetin değiştirilmesi için aile mahkemesine ihbarda bulunursa, bu yargılama bakımından maddî anlamda ilgili niteliğinde olmadığından, şeklî anlamda ilgili sıfatını da kazanmayacaktır. Çekişmesiz yargıda gerek maddî anlamda ilgililerin gerekse şeklî anlamda ilgililerin yargılamaya katılarak usulü işlem yapabilmeleri hukukî dinlenilme hakkının bir gereği olarak karşımıza çıkmaktadır.
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1