Türkiye Barolar Birliği Dergisi 167.Sayı

275 TBB Dergisi 2023 (167) Alper UYUMAZ yararlanma (gabin) unsurlarının bulunması durumunda sözleşmenin avukatlık ücretine yönelik kısmı geçersiz kılınabilir.21 Öyleyse bu noktada, sözleşmenin diğer geçersizlik türleri özellikle aşırı yararlanma bakımından değerlendirilmesi gerekir. Aşırı yararlanma, TBK m. 28/1’de yer almaktadır. Hükme göre, “Bir sözleşmede karşılıklı edimler arasında açık bir oransızlık varsa, bu oransızlık, zarar görenin zor durumda kalmasından veya düşüncesizliğinden ya da deneyimsizliğinden yararlanılmak suretiyle gerçekleştirildiği takdirde, zarar gören, durumun özelliğine göre ya sözleşme ile bağlı olmadığını diğer tarafa bildirerek ediminin geri verilmesini ya da sözleşmeye bağlı kalarak edimler arasındaki oransızlığın giderilmesini isteyebilir”. Hükümde yer alan aşırı yararlanmanın varlığı için iki tarafa borç yükleyen sözleşmelerde edimler arasında açık bir oransızlığın olması, edimler arasındaki açık oransızlığın diğer tarafın içinde bulunduğu özel bir durumdan, deneyimsizlik ya da düşüncesizlikten kaynaklanması ve sömürme kastıvam edip henüz kesinleşmeyen dosyalar bakımından ise, sarf etmiş olduğu emek ve mesaiye, hak ve nefasete göre belirlenecek bir ücrete hak kazandığı kabul edilmelidir”; Yargıtay 13. HD, 04.06.2018, E. 2018/2637 K. 2018/6554, “…Sözleşmede dava sonunda hükmedilecek değer üzerinden % 30 oranında vekalet ücreti ödeneceği değil, toplam faiz alacağı üzerinden %30 oranında vekalet ücretinin avukata ait olacağı kararlaştırılmıştır. Bilirkişi tarafından bu ayrıntıya dikkat edilmeksizin Avukatlık Kanunu 163/2.maddesi gereği vekalet ücreti hükmedilecek değerin %25’ini geçemeyeceğinden bahisle sözleşmede belirlenen oranın %25’e indirilmesi durumunda sözleşmenin geçerli olacağı takdir edilmiş, mahkemece de bu rapor hükme esas alınmıştır. Ayrıca davalının bilirkişi raporuna itirazında dile getirdiği ve davacı adına yaptığını söylediği 411,00 TL ve 1.000,00 TL tutarındaki ödemeler de hesaplamada dikkate alınmamıştır. Bu durumda, mahkemece, sözleşmede kararlaştırılan faiz alacağının % 30’u oranındaki vekalet ücretinin, davada hükmedilen müddeabih (asıl alacak + faiz alacağı) üzerinden yapılan hesaplama sonucu %25’i geçip geçmediğinin değerlendirilerek ve davalının davacı adına ödediğini iddia ettiği 411,00 TL ve 1.000,00 TL tutarındaki ödemeler de dikkate alınarak sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir” (Kararlar için bkz, lexpera.com.tr, erişim tarihi: 20.02.2023). 21 Yargıtay 13. HD, 13.04.2010, E. 2009/15185, K. 2010/5016, “…Keşif tarihi itibariyle davacının hissesine isabet eden değerin 112.500,00 TL olduğu, sözleşme ile kararlaştırılan ücretin ise 67.400,00 TL’ye tekabül eden 50.000.00 USD olduğu anlaşıldığından, dava değeri ile sözleşmede kararlaştırılan ücret miktarı arasında aşırı oransızlık bulunduğu açıkça görüldüğünden, sözleşmenin geçersiz olduğunun kabulü gerektiği…”; Yargıtay 13. HD, 29.05.2013, E. 26533, K. 14348 “…Davacı avukatın takip ettiği işin müddeabihinin 217.000,00 TL, ödenmesi kararlaştırılan vekalet ücretinin ise maktuen 100.000 EURO olması nedeniyle, edimler arasında aşırı bir dengesizlik bulunduğu…” (Uyar, s. 477). Ayrıca bkz, Candaş İlgün, “Avukatlık Ücret Sözleşmesi”, Ankara 2013, s. 86-87.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1