Türkiye Barolar Birliği Dergisi 167.Sayı

281 TBB Dergisi 2023 (167) Alper UYUMAZ Ücretin maktu veya nisbî olarak kararlaştırılmasının fark yaratmayacağı, somut olayın şartlarına göre nisbî olarak kararlaştırılan ücret yönünden de oran aşırı yüksek ise aynı hukukî sonuca varılması gerektiği tartışmasızdır. Öyleyse bu durumda, hükmün yaptırımı uygulanacak; hakkı açıkça kötüye kullanan hukukun kendisine tanıdığı korumadan, yani sözleşmeye rağmen ücret olarak dava sonunda elde edilen bedelin yüzde yirmi beşini isteme hakkından yararlanmayacaktır. Şüphesiz, avukatın emeği de hiçe sayılmayacak harcadığı emek ve mesai nazara alınarak TMK m. 4 çerçevesinde hukuka ve hakkaniyet uygun bir ücrete hükmedilecektir. Tüm bu hükümler birlikte değerlendirildiğinde, ideal hukuk önerisi olarak somut olaydaki durum ve şartlar değerlendirilerek öncelikle sözleşmedeki ücret hükmünün kesin hükümsüzlük sebebi ile yok sayıldığı durumlarda, Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesi’nin Üçüncü Kısmına göre ücrete hükmedilmesi önerilebilir. Tarifeye göre, avukatlık ücretinin takdirinde, hukukî yardımın tamamlandığı veya dava sonunda hüküm verildiği tarihte yürürlükte olan tarife esas alınacaktır. Diğer bir öneri olarak, AK m. 164/4 hükmüne göre, ücret hükmü geçersiz sayılarak somut olayın şartları çerçevesinde mahkemece ücretin hakkaniyete uygun olarak belirlenmesi önerilebilir. AK m. 164/4 hükmü yüzde on ila yirmi arasında bir aralıkta takdir hakkı öngördüğü için karşı tarafın tüketici olduğu durumlarda, tüketici lehine yogücüne göre davacılara ait hisselerin toplam değeri ile kıyaslanamayacak ölçüde 50.000 TL gibi (maktu) çok fahiş bir miktar üzerinden avukatlık ücreti kararlaştırılmasının geçerli olmayacağı…” (Uyar, s. 478); Yargıtay 13. HD, 26.03.2009, E. 13423, K. 4085, “…Mahkemece hükmedilen tazminat miktarının 54.169 YTL olup, sözleşme ile kararlaştırılan vekalet ücretinin ise 30.000 YTL olup, vekil edene sağlanan menfaatin %50’sini aşmakta olduğunu, bu bedelin BK’nın 19. maddesi ve MK’nın 2. maddesi hükmüne aykırı ve fahiş olduğunun kabul edilerek, yapılmış olan ücret sözleşmesinin bu nedenle geçersiz sayılması gerekeceği…” (Uyar, s. 478); Yargıtay 13. HD, 29.03.2009, E. 11804, K. 3099, “…Taraflar arasında yapılmış avukatlık ücret sözleşmesi ile avukata yürüteceği tazminat davasında 10.000.000 TL avukatlık ücreti ödeneceğinin kararlaştırıldığı, sözleşmenin konusunu oluşturan davada fazlaya ait haklar saklı tutularak 250.000 YTL maddi, 10.000.000 YTL manevi tazminat istemiyle dava açıldığı, dosyaya ibraz edilen bilirkişi raporundan talep edilecek maddi tazminat miktarının 10.673.45 YTL olduğunun belirlenmesi karşısında, sözleşmede kararlaştırılan ücret, müddeabihin tamamına yakın kısmını kapsadığından iyiniyet ve ahlak kuralları ile bağdaşmadığından, bu ücret sözleşmesinin geçersiz sayılacağı…” (Uyar, s. 478-479).

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1