Türkiye Barolar Birliği Dergisi 167.Sayı

282 Avukatlık Sözleşmesinde Ücrete İlişkin Bir Hükmün Bulunması ve Bunun Aşırı Yüksek Olması... rum yapılmak suretiyle en az yüzde on olmak üzere uygun bir oranın kabul edilmesi; diğer durumlarda en çok yüzde yirmi olmak üzere uygun bir oranın belirlenmesi ve buna göre avukatlık ücretine hükmedilmesi uygun olacaktır. III. SONUÇ Avukatlık sözleşmesi, benzer özelliklere sahip olduğu vekâlet sözleşmesine ilişkin hükümlerinden faydalanabilmesine imkân sağlamakla birlikte hakkında bulunan özel düzenlenmeler sebebi ile tipik ve kendine has yapısı olan bir vekâlet sözleşmesi olarak nitelendirilmelidir. Profesyonel bir meslek sahibi olarak avukat, avukatlık sözleşmesi gereğince iş sahibine bir ücret karşılığından hukukî yardım sunmakta; bu iki edim karşılıklı olarak değişilmektedir. Avukat ile iş sahibi arasındaki sözleşme ilişkisine ilişkin uyuşmazlıkların çözümünde özel kanun olması sebebi ile öncelikle Avukatlık Kanunu’nun ilgili hükümleri uygulanmalıdır. Avukatlık Kanunu’nda hüküm olmayan durumlarda ise, avukat ile iş sahibi arasındaki sözleşmenin kanunun emredici hükümlerine aykırı olmayan ilgili hükümleri uygulanmalıdır. Sözleşmede de hüküm bulunmaması durumunda, sırasıyla Türk Borçlar Kanunu’nun vekâlet sözleşmesine ilişkin hükümleri ve genel hükümleri taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümünde uygulanacaktır. Avukatlık Kanunu’na aykırı bu hüküm sebebi ile ücret uyuşmazlığı ortaya çıktığında ücret, asgarî ücret tarifelerinin altında olmamak koşuluyla AK m. 164/4 hükmüne göre belirlenecektir. İlke olarak, ücretin, avukatın hukukî hizmeti vermeye başladığı tarihten hizmetin sona erdiği tarihe kadarki zaman dilimini kapsadığı ifade edilmelidir. Taraflar avukatlık ücretini nasıl kararlaştırırsa kararlaştırsınlar sözleşmede yer alan ücret, belirli veya belirlenebilir olmalıdır. Her sözleşme gibi avukatlık ücret sözleşmesinin de genel hükümlere (TBK m. 26-27; TMK m. 2’ye) göre geçerli olabilmesi için, sözleşmenin taraflarının hukukî işlem ehliyetine sahip olması; sözleşmenin konusunun, kanunun emredici hükümlerine, kamu düzenine, genel ahlâka ve adaba aykırı olmaması, konusunun imkânsız olmaması gerekir. Bunun yanında, sözleşme kurulurken iradelerin özgürce oluşmuş olması, bir diğer ifade ile iş sahibinin iradesinin yanılma, aldatılma ya da korku-

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1