Türkiye Barolar Birliği Dergisi 167.Sayı

283 TBB Dergisi 2023 (167) Alper UYUMAZ tulma sebebi ile bozulmamış olması, aşırı yararlanmanın olmaması, iradelerin muvazaalı olmaması gerekir. Avukat ile iş sahibi arasında bir sözleşme bulunmasına rağmen ücret konusu düzenlenmemiş veya ücrete ilişkin sözleşme hükmü geçersiz ise avukatın ücret alacağının nasıl belirleneceği AK m. 164’te düzenlenmiştir. Ancak, hükümdeki değişiklik dikkate alınarak, avukatlık sözleşmesi, 01.08.2002 tarihli ise ya da dava bu tarihte açılmış ise, vekâlet ücreti olarak yüzde beş ila on beş arasında bir orana hükmedilecek, eğer söz konusu tarih 13.01.2004’ten sonra ise vekâlet ücreti yüzde on ile yirmi arasında bir oran olarak belirlenecektir. Bu konuda bir başka sorun ise, ücret uyuşmazlığını çözmek için hangi kanun hükümlerinin hangi sıra ile uygulanacağıdır. Söz konusu uyuşmazlıkla ilgili özel düzenleme içeren hükümler varsa öncelikle bunların uygulanması gerekir. Emredici özel bir kanun hükmü yoksa Avukatlık Kanunu’nun Avukatlık Sözleşmesine ilişkin 163 ve 164’üncü maddelerinin ve yine Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesi’ne ilişkin hükümlerinin öncelikle uygulanması gerekir. Bu bahsedilen düzenlemelerde, uyuşmazlığı çözmeye yeterli hüküm bulunmaz ise maddî hukuk sözleşmesi olan avukatlık sözleşmesi ve ücrete ilişkin sözleşme hükmü hakkında kural olarak Türk Borçlar Kanunu ve yine Türk Medenî Kanunu’nun Başlangıç Hükümleri uygulama alanı bulabilecektir. Bu bağlamda, öncelikle AK m. 163 ve 164 hükümlerini değerlendirmek gerekir. Bu iki hükmün aynı durumu düzenlediği düşünülebilir. Esasında 163 ve 164’üncü madde hükümlerinin yeterince itinalı düzenlenmemiş olduğu da belirtilmelidir. Bu iki hüküm arasındaki çelişkiyi gidermek için 163/2 hükmü ilga edilmelidir. Böylece, ücret sözleşmesinin tavanı yüzde yirmi beş olarak kabul edilecek ve bunu aşan sözleşmeler geçersiz sayılacağı için hâkim somut olayda avukatın harcadığı emek ve mesaiyi dikkate alarak hakkaniyete uygun şekilde bir uyarlama yapacak ve yüzde on ila yüzde yirmi arasında uygun bir oranı takdir edecektir. Bir başka açıdan konuya yaklaşılırsa hem avukat lehine yorum yapılması hem de çelişkinin giderilmesi bakımından AK m. 164/4 hükmünün üçüncü cümlesinin ilga edilmesi de düşünülebilir. Öte yandan, yüzde yirmi beş sınırı fahiş sayılabilecek ölçüde aşan nisbî sözleşme oranları hakkında AK m. 163/2’nin uygulanmaması ge-

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1