Türkiye Barolar Birliği Dergisi 167.Sayı

293 TBB Dergisi 2023 (167) Burcu DEĞİRMENCİOĞLU 2000’li yıllara gelindiğinde Avrupa Birliği uyum yasaları ve -özellikle 2004 yılında Anayasaya eklemlenen 90. maddenin 5. fıkrasının da etkisiyle12- milletlerarası sözleşmelerin gereği olarak Türk Hukukunda çeşitli sivil toplum örgütlerinin de çabalarıyla temel kanunlarda kadın- erkek eşitliğine aykırı hükümler değiştirilmiş ya da yürürlükten kaldırılmıştır.13 Bu bağlamda 1982 Anayasası’nın bazı hükümlerinde değişiklik yapılarak, Yeni Türk Ceza Kanunu, Türk Medeni Kanunu, Türk Borçlar Kanunu ve İş Kanunu kabul edilmiş, Belediye Kanunu ile Devlet Memurları Kanunu gibi pek çok kanunda kadınlara ilişkin hükümlerde yeni düzenlemelere yer verilmiştir.14 Söz konusu anayasa değişiklikleri ile ilk olarak cinsiyet eşitliğinin sağlanması yolunda önemli bir adım atılmıştır. Ailenin korunmasını düzenleyen Anayasa’nın 41. maddesinde gerçekleştirilen değişiklik ile “eşler arası eşitlik” ibaresi getirilmiş ve böylece ailenin eşler arası eşitliğe dayandığı anayasal düzlemde kabul edilmiştir. 2004 Anayasa değişiklikleri ile kadın ve erkek eşitliği anayasal bir ilke olarak kabul edilmiş, devlet bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlü kılınmış, 2010 yılında eklenen bir cümle ile bu maksatla alınacak tedbirlerin eşitlik ilkesine aykırı olarak yorumlanamayacağı 10. madde ile hükme bağlanmıştır. İç hukukta gerçekleştirilen söz konusu değişikliklerin yanı sıra Türkiye, Avrupa Konseyi nezdinde hazırlanarak 11 Mayıs 2011 tarihinde İstanbul’da imzaya açılan Kadına Yönelik Şiddetin ve Ev İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi’ni hakkında detaylı bilgi için ayrıca bkz.: Mustafa Ateş, “4320 sayılı Ailenin Korunmasına Dair Kanun ve Bu Kanundaki Değişiklikler Üzerine Düşünceler”, Ankara Barosu Dergisi, 65(3), 2007, ss.161-172 12 07.05.2004 tarihinde kabul edilen 5170 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinin Hakkında Kanun’un 7. maddesi ile Anayasa’nın 90.maddesine söz konusu hüküm eklenmiştir: “Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası andlaşma hükümleri esas alınır”. Anayasa’nın 90. maddesinin 5. fıkrası ve Türk Yargı Uygulamasındaki görünümü hakkında ayrıntılı bilgi için ayrıca bkz.: Yaşar Salihpaşaoğlu, “Anayasa’nın 90. maddesinin 5. Fıkrası ve Türk Yargı Uygulamasındaki Görünümü”, Anayasa Yargısı, 39(1), 2022, ss.339-352. 13 Necla Öztürk, “Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanunun Getirdiği Bazı Yenilikler ve Öneriler”, Inonu University Law Review, 8(1), 2017, s.2. 14 Öztürk, 2017, s.2-3.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1