Türkiye Barolar Birliği Dergisi 167.Sayı

392 Normatif İsnat ve Hukuki Muhakeme: Bir Yargı Kararının Analizi Kelsen’in aşkınsal öncülü, kör düğümün başladığı ve hiçbir zaman çözülemediği bir noktadır.27 Kelsen kör düğümü çözmeye teşebbüs dahi etmez, yüzünü Kant’a döner ve temel normun, zihnin a priori bir kategorisi (veya formu/ideası) olarak nesnel geçerliliğini varsayar. Nihayetinde Kant, olguların ve yasaların varlığını değil maddi olguların ve doğa yasalarının nesnelliğinin aşkınsallığını kanıtlamıştır.28 Aynı şekilde Kelsen de temel normu, hukuk normlarının geçerliliğinin “ontolojik” temeli olmaktan ziyade, geçerliliği mümkün kılan aşkınsal bir koşul olarak argümanlaştırır.29 Kant, deneyim nesnelerinin süjenin a priori “bilişsel olanaklarıyla” koşullandığını söylemişti. Bilişsel olanaklar insan zihninin “evrensel şemaları veya anlama kalıplarıdır.”30 Kelsen’in aşkınsal argümanı tam burada yerli yerine oturur; “hukuki bilişin kurucu bir boyutu”31 vardır; realitedeki pozitif hukuk normları zihnimizdeki a priori “şemalar veya anlama kalıplarıyla” -hukuki bilginin olanakları- koşullanır, koşullanan normları belirli bir zamanda ve belirli toplumdaki (uzam) “görüntü”lerin (Kant) “anlamlı bir bütünü” olarak (ein sinvolles Ganzes/a meaningful whole) (Kelsen) kavrarız. Bir diğer deyişle, realitedeki hukuk materyallerini (yasalar, içtihatlar, örf ve âdet, birey eylemleri, mahkeme kararları, idari işlemler, kolluk faaliyeti vb.) hukuk adıyla bilmenin ve sistematize etmenin mümkün koşulu zihnimizdeki a priori temel normdur. 27 “Temel norm bilmecesi”, Kelsen kuramının zayıf halkasıdır ve pek çok açıdan eleştirilmiştir. Kelsen’in ifade ettiği gibi temel norm bir varsayımsa eğer, bir hukuk normu kabul edilemez, dolayısıyla diğer hukuk normlarının geçerliliğinin temeli de olamaz. Diğer yandan, temel norm bir hukuk normu kabul edilecekse şayet, “meta-hukuk veya hukuk-dışı bir norm” olabilir ki bu durumda da temel norm “ahlaki bir norm” sayılır. (Riccardo Guastini, “Kelsen on Validity (Once More)”, Ratio Juris, Vol. 29/3, 2016, (pp. 402-409), s. 405). Margaret Davies’e göre, “kuruluş ilkesi” olarak temel norm nihayetinde bir “kayaya çarpacaktır.” Zira “kurallarımızın altında yatan, potansiyel olarak sonsuza kadar indirgenebilecek gerekçeler bir noktada durmalıdır, fakat bu, rasyonel bir kökene yahut hukukun içini dışından açıkça ayıran bir kökene ulaştığımız, tatmin olabildiğimiz bir yer değildir. Sadece oradadır, daha öte bir araştırmanın konusu olamayan bir varsayım ya da öncüldür.” (Margaret Davies, “Derrida ve Hukuk: Hukuki Kurgular”, Çev. Rabia Sağlam-Kasım Akbaş, Prof. Dr. Adnan Güriz’e Armağan, Ankara Üniversitesi Yayınları 2016, (pp. 727-749), s. 731). 28 Paulson, “The Great Puzzle: Kelsen’s Basic Norm”, s. 53. 29 Berger, s. 44. 30 Murat Baç, “Doğru Kavramının Nesnelliği Üzerine Kantçı Yaklaşımlar”, içinde Anlam Kavramı Üzerine Yeni Denemeler, der. Siber Kibar/Selma Aydın Bayram/ Ayhan Sol, Legal Yayınları, İstanbul 2010, (pp. 67-77), s. 69. 31 Paulson, “Hans Kelsen on Legal Interpretation, Legal Cognition, and Legal Science”, ss. 206-207.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1