Türkiye Barolar Birliği Dergisi 167.Sayı

406 Normatif İsnat ve Hukuki Muhakeme: Bir Yargı Kararının Analizi muhakeme dışına itilmesi, (3) yargı içtihatları ve öğretinin “iş güvencesi ilkelerinin” genel geçerliliği haiz pozitif hukuk normu kabul edilmesi gerekirken,60 bu ilkesel normlarla çelişen bir karar verilmesi.61 Genel Kurul, ikinci isnattaki boşluğu, Ceza Kanunu normlarını zımnen uygulayarak; normu işverence delillendirilen işçi eylemine indirgeyerek doldurur. Şöyle ki kamera kayıtlarını, olay günü tutulan tutanakta adı geçen tanık beyanlarını ve işçinin itirafını argümanlaştırarak, fiilin ve failin kastının adını “hırsızlık” koyar. Önce çikolata kutusunun alınması fiilini (X’in Y fiili) TCK m. 141’deki hırsızlık normuna (X’in Y fiili H olmalıdır) zımnen isnat ederek bir çıkarsamada bulunur. Ardından ilk derece mahkemesinin gerekçesini kendi meşrebince çürütmeye girişir. Çürütme, ikinci isnattaki boşluk nedeniyle, çok basittir: Deliller sabittir; realitedeki olgu ve fail ilişkilendirmesinde herhangi bir aksaklık yoktur, öyleyse suç sübuta ermiştir! Genel Kurul, hukukun yardımcı kaynaklarına atıf yaparak (içtihatlar ve öğreti) geniş bir takdir alanı açar kendine: 60 Kelsen’in normatif geçerlilik kuralı basitçe şudur: Bir norm geçerliliğini bir başka normdan alır. “İş güvencesi ilkelerinin” bir norm olarak geçerli olması bir başka norm tarafından düzenlenmelerine, tanınmalarına veya öngörülmelerine bağlıdır. Diğer bir deyişle ilkelerin, pozitif bir hukuki dayanakları olmalıdır ki geçerli olsunlar. Türkiye pozitif hukuk düzeninde “iş güvencesi ilkeleri”, hukuki geçerliliği olan, dolayısıyla yargıçları de facto bağlayan normlardır. Zira Anayasal normlar şöyle dursun, Medeni Kanun m. 1/2 ve m. 4 (“Hâkim, karar verirken bilimsel görüşlerden ve yargı kararlarından yararlanır” / “Kanunun takdir yetkisi tanıdığı veya durumun gereklerini ya da haklı sebepleri göz önünde tutmayı emrettiği konularda hâkim, hukuka ve hakkaniyete göre karar verir”) normları bu ilkelerin hukuki dayanaklarıdır. Bu hukuki dayanakları iş hukukuna bağlayan geçerlilik zinciri, MK m. 5’teki göndermedir: “Bu Kanun ve Borçlar Kanunu’nun genel nitelikli hükümleri, uygun düştüğü ölçüde tüm özel hukuk ilişkilerine uygulanır.” Şunu da belirtelim: Yargıç hukuki geçerliliği ve de facto bağlayıcılığı olan “iş güvencesi ilkelerini” uygulamalıdır. Ancak ilkesel normların bağlayıcılığı fiili olduğundan (yani emredici normlar olmadıklarından), yargıç takdir yetkisini bu ilkelere isnatla kullanmayabilir de. Bu durumda, “iş güvencesi ilkelerinin” somut olay bağlamında neden geçersiz bir hukuk normu ‘olması gerektiği’ muhakeme edilmelidir. Oysa Genel Kurul, bunu muhakeme etmeye dahi tenezzül etmemiştir! 61 Sözgelimi öğretiye göre, “menfaatlerin tartılması ilkesi”, iş sözleşmesinin işçinin davranışları nedeniyle feshinde özellikle dikkate alınır. Yani somut olayın (işçi davranışı) hangi norma isnat edileceği değerlendirilirken, “işçinin kıdemi, işçinin olumsuz davranışının ağırlığı, sonuçları, affedilebilmesi de göz önünde bulundurulur.” (Konuyla ilgili daha fazla bilgi için bkz. Seda Özgül Ekiz, “İş Sözleşmesinin İşçinin Davranışlarından Kaynaklanan Geçerli Nedenle Feshi”, İstanbul Barosu Dergisi, C. 96, S. 5, 2022, pp. 120-153).

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1