Türkiye Barolar Birliği Dergisi 168.Sayı

2 Evlendikten Sonra Kadınların Münhasıran Kendi Soyadlarını Kullanması GİRİŞ Bir kişinin kim olduğunun, hangi aileye mensup olduğunun anlaşılabilmesi için ad ve soyadının bulunması gerekmektedir. Toplumsal düzeni sağlamak yönünden kişinin kimliğinin bilinebilmesi önem arz etmektedir. Ayrıca belirtmek gerekir ki kişinin bir ada ve soyada sahip olması en temel haklarındandır. Kadınların da bir ad ve soyadının olması en temel haklarıdır. Fakat kadının soyadının belirlenmesine yönelik bazı yasal düzenlemeler bu hakkı ihlal eder niteliktedir. Evlendikten sonra kadınların kocalarına ait soyadını almaları yönündeki yasal düzenlemeler nüfus kayıtlarının düzenli tutulması ve aile bütünlüğünün sağlanması bakımından yerinde gibi görünse de kadınların soyadını seçme hakkını ve en önemlisi eşitlik hakkını1 ihlal edebilmektedir. Bu yasal düzenlemeler kadının kişiliğinin bir parçası olan soyadı üzerindeki mutlak ve şahsa bağlı hakkına rızası dışında müdahale edilmesi anlamına gelmektedir.2 Erkek doğumla kazandığı soyadını ömür boyu taşımaya devam ederken, kadının doğumla kazandığı soyadının evlilikle değişmesi bir kişilik hakkı olarak korunan soyadı3 yönünden kadın ve erkek arasında eşitsizliğe neden olmaktadır. Oysa Türkiye’nin de kabul ettiği İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nde eşitlik ilkesine yer verilmekte ve kadın-erkek eşitliği vurgulanmaktadır.4 Birleşmiş Milletler tarafından kabul edilen ve Türkiye’nin 1985 tarihinde onayladığı Kadınlara Karşı Her Türlü Ay1 Ayrıntılı bilgi için bkz. Sera Reyhani Yüksel, “Türk Medeni Kanunu Bakımından Kadın-Erkek Eşitliği”, Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C. XVIII, Y. 2014, S. 2, s. 175-200. 2 Ahmet Kılıçoğlu, “Medeni Kanun Açısından Kadın-Erkek Eşitliği”, Ankara Barosu Dergisi, 1991/1, s. 12. 3 Özge Erbek Odabaşı, “Anayasa Mahkemesi Ve Yargıtay Kararları Çerçevesinde Evli Kadının Soyadı”, Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 2017, s.43108. 4 İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin önsözünde “…Birleşmiş Milletler halklarının, Antlaşmada, insanın ana haklarına, insan şahsının haysiyet ve değerine, erkek ve kadınların eşitliğine olan imanlarını bir kere daha ilan etmiş olmalarına ve sosyal ilerlemeyi kolaylaştırmaya, daha geniş bir hürriyet içerisinde daha iyi hayat şartları kurmaya karar verdiklerini beyan etmiş bulunmalarına…” göre beyannamenin ilan edildiği belirtilmektedir. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin 2. maddesinde “Herkes, ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir akide, milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin işbu Beyannamede ilan olunan tekmil haklardan ve bütün hürriyetlerden istifade edebilir” denilmektedir.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1