Türkiye Barolar Birliği Dergisi 168.Sayı

228 Adî Ortaklık Sözleşmesinin İspatı Meselesi proof in disputes regarding the existence of an ordinary partnership agreement between the parties will be discussed within the framework of both doctrinal views and Supreme Court decisions in terms of valid evidence systems in Turkish law. In addition, the confidential partnership agreements, which are described as a special type of ordinary partnership, will be mentioned and the form of proof will be examined within the framework of the Supreme Court decisions. Keywords: Ordinary Partnership Agreement- Proof by Promissory Note- Conclusive Evidence- Confidential Partnership GİRİŞ Adî ortaklılar esnek bir hukukî yapıya sahiptir. Özellikle joint venture, kartel, konsorsiyum gibi sözleşme türlerinin adî ortaklık temeline dayanması ve ortak amaç unsurunun ön planda olması uygulamada sıkça tercih edilmesine neden olmaktadır. Bununla birlikte adî ortaklık sözleşmesinin şekil serbestisini esas alması, emredici olmayan, kişisel öğeleri içermesi, ortakların sahip olduğu serbestlik bu hususu destekler niteliktedir. Ancak adî ortaklık sözleşmelerinin tercih edilme sebebi olan bu esnek yapı taraflar arasında uyuşmazlık çıkması durumunda bu sefer ispat sorunu olarak karşımıza çıkmaktadır. Özellikle buradaki temel sorun, katılma payı olarak “her şey” in getirilebileceği bir adî ortaklık sözleşmesinin geçerlilik bakımından herhangi bir şekil şartına tâbi olmaması buna karşılık yazılı şekil şartının bir ispat şartı niteliğinde olmasıdır. Çünkü Hukuk Muhakemeleri Kanunu m.190 uyarınca adî ortaklık ilişkisinin çekişmeli olması durumunda bu ilişkiyi iddia etmekte kendi lehine hak çıkaran taraf ortaklığın mevcut olduğunu ispat edecek ve ortaklık sözleşmesinin yapıldığı tarihteki miktar ve değeri Kanun’daki sınırı geçmesi hâlinde (HMK m.200) ispat şekli de senetle olacaktır. Tespit edebildiğimiz kadarıyla doktrindeki ağırlıklı yaklaşım ve yerleşik Yargıtay uygulaması bu yöndedir. Buna karşılık bu kabulün her adî ortaklık sözleşmelerinin ispat kaygısıyla akdedilme zorunluluğunu ortaya çıkartacağı, senetle ispat kuralının uygulanması bakımından adî ortaklık sözleşmeleri ile diğer sözleşmeler arasında ayrım yapılması gerektiği ifade edilmektedir. Çalışmamızda taraflar arasında adî ortaklık sözleşmesinin mevcut olup olmadığına ilişkin uyuşmazlıklar senetle ispat kuralı çerçevesinde ele alınıp, ayrıca diğer kesin delillerle ispatın ve senetle ispat zorunluluğunun istisnalarının adî ortaklık sözleşmesi bakımından nasıl uygulanabileceği incelenecektir.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1