Türkiye Barolar Birliği Dergisi 168.Sayı

230 Adî Ortaklık Sözleşmesinin İspatı Meselesi la birinci derecede ve zincirleme sorumlu olduğu; her türlü iktisadi ve gayri iktisadi konu için herhangi bir şekle bağlı olmaksızın kurulabilen veya oluşabilen; bir ticari işletmeyi işletmesi şart olmayan; tüzel kişiliği bulunmayan2 bir ortaklıktır” şeklinde tanımlanabilir.3 TBK m.620/I uyarınca, adî ortaklık sözleşmesi iki ya da daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek için birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir. Bu tanıma göre adî ortaklık sözleşmesinin unsurlarını; kişi, sözleşme, katılım payı, amaç, affectio societatis (müşterek gayeye ulaşmak için birlikte çalışma unsuru) olarak belirtmek mümkündür.4Adî ortaklıkta en önemli unsur, müşterek amaç unsuru olup bu amaç ekonomik bir amaç5 olabileceği gibi ideal bir amaç, örneğin; sportif, sanatsal, kültürel, bilimsel bir amaç da olabilecektir. Ortakların bu ortak amaca erişmek için ortak güç ve kaynaklarını ortak çabalarını seferber etmeleri gerekir. Bununla birlikte adî ortaklık yalnızca amaç ortaklığını değil, aynı zamanda bu amacı gerçekleştirmek için ortakların emek ve mallarını da ortaklaşa harcamayı, bu uğurda çaba sarf etmeyi ifa2 İsviçre,Türk hukuk sistemlerinde ve gerekse Alman hukukunda adî ortaklığın ne tüzel kişiliğe ne de hak ehliyeti bulunduğuna ilişkin açık bir düzenleme vardır. Bkz. Barlas, s. 79 vd. İsviçre hukukunda adî ortaklığı hak ehliyeti, esasında “kendi ismi” bulunmadığı vurgulanarak bu sebeple -ticaret unvanı da kullanılamayacaklarından- ortakların ortaklığa kendi isimlerini verdiklerini ve bu durumun ortakların lehine olduğu ifade edilmiştir. Bkz. Handschin/Vonzun,s. 17. Diğer taraftan Alman Federal Mahkemesi 29.01.2001 tarih ve II ZR 33/00 (Nürnberg) sayılı kararında, inşaat işi ile uğraşan bir adî ortaklıkta, dış adî ortakların üçüncü kişilerle hukukî ilişkilere katılarak hak kazanıp borç altına girebildiği kadarıyla hak ehliyetinin olduğuna karar vermiştir. Anılan karar ve Alman hukukundaki teorilere ilişkin değerlendirmeler için bkz. Vildan Peksöz, Medenî Usûl Hukuku Açısından Adi Ortaklık İlişkileri, On İki Levha, 2.Baskı, İstanbul 2022, s. 63 vd. “Özellikle Alman Federal Mahkemesi’nin meşhur adi ortaklıklara, biraz da oradaki kollektif ve komandit şirketlere ilişkin düzenlemelerden cesaret alarak, hak ehliyeti tanınması eğilimi, bizim hukukumuzu bu anlamda henüz etkilememiştir” (Zekeriya Kurşat, Yeni Borçlar Kanunumuzda Adi Ortaklık Hükümlerinin Değerlendirilmesi”, İÜHFM, C.LXX, S.1, 2012, s. 301. 3 Fikret Eren, Borçlar Hukuku Özel Hükümler, Yetkin Yayınları, 6. Baskı, Ankara 2018, s.829, s. 833; Kendigelen/Kırca, s. 41; Kurşat, s. 303. 4 Bkz. Barlas, s. 18 vd.; Hasan Pulaşlı, Şirketler Hukuku Şerhi, Adalet Yayınevi Ankara 2018, s.21 vd.;Murat Yusuf Akın, Editör: Sami Karahan, Şirketler Hukuku, Mimoza Yayınları, 2.Baskı, Konya 2013, s.32 vd.;Fatih Bilgili/Ertan Demirkapı, Şirketler Hukuku Dersleri, 8.Basım, Dora Yayınları, Bursa 2021, s. 26; 2021; Ahmet Ayar, Adi Ortaklıkta İç ve Dış İlişkiler, Filiz Kitabevi, İstanbul 2019, s. 12 vd. 5 Adî ortaklıklarda da amacın ekonomik olduğu, ortaklara para ile ölçülebilir bir fayda sağlanması olduğu yönünde bkz. Oruç Hami Şener, Adi Ortaklık, Yetkin Yayınları, Ankara 2008, s.103-104; Pulaşlı, s.30-31; Kendigelen/Kırca, s. 39. Bu çerçevede adî ortaklıkların ticari işletme işletmesi de mümkündür.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1