237 TBB Dergisi 2023 (168) Melis TAŞPOLAT TUĞSAVUL ve ayrıca Kanun’da adî ortaklığa ilişkin hüküm bulunmayan hâllerde niteliğine uygun düştüğü ölçüde sözleşmeler hukuku kurallarının uygulanması gerektiği vurgulanmıştır.27 III. ADÎ ORTAKLIK SÖZLEŞMESININ İSPAT ŞEKLI Adî ortaklık sözleşmesinin kurulmasının kural olarak şekil şartına bağlı olmaması ve tüzel kişiliğinin bulunmamasının sonucu olarak el birliği mülkiyet kurallarının (aksi kararlaştırılmadıkça) uygulanması, aynı zamanda müteselsil sorumluluk rejimi ile bu çerçevede ortaklar arasında oluşan sıkı kişisel veya ticari ilişkilerin daha sonra bozulması durumunda açılacak davalarda ispat sorunu bakımından karşımıza çıkmaktadır. Açılabilecek davalar bakımından bir değerlendirilme yaptığımızda ilk olarak; ortaklar arasındaki ilişkilerde adî ortaklığın mevcut olup olmadığına ilişkin bir tespit davası açılabileceği akla gelmektedir. O halde burada ortağın (ortakların) diğer ortağa (ortaklara) açacağı bir dava söz konusu olacaktır. Yine üçüncü kişilerin taraflar arasında âdi ortaklığın mevcut olup olmadığının belirlenmesi amacıyla bir tespit davası açması mümkündür. Ancak bu noktada ortakların iç ilişkilerinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda, örneğin; kâr payının ödenmesi veya sermaye borcunun ifası gibi açılan eda davalarında âdi ortaklığın mevcut olup olmadığı uyuşmazlık konusu olduğunda sadece âdi ortaklığın tespiti için dava açılmasında hukukî yararın olmadığı belirtilebilir.28Buna karşılık bazı durumlarda sadece ortağın âdi ortak27 Schütz, s. 4-5. 28 Kanunla belirtilen durumlar dışında eda davaları ve inşaî davalardan farklı olarak tespit davası açan davacının dava açmakta hukuken korunmaya değer güncel bir yararının olduğunu açıkça ortaya koyması gerekir. Eda davaları için varlığı kural olarak kabul edilen hukukî menfaat şartının varlığı tespit davalarında davacı tarafından ortaya konulmalıdır. Bu sebeple diğer davalarda aranan hukukî yarar yanında tespit davası açan davacının kendisi için söz konusu olan tehlike veya tereddütlü durumun ortaya çıkaracağı zararın ancak tespit davası ile giderebileceğini ispat etmesi gerekir. Bkz. Hakan Pekcanıtez, Pekcanıtez Usul Medenî Usul Hukuku, 15.Bası, On İki Levha, İstanbul 2017, s. 976 vd.; Tanrıver Süha, Medeni Usul Hukuku, Cilt I, Ankara 2021; Baki Kuru/Burak Aydın, Medenî Usul Hukuku El Kitabı, Cilt I, 2.Baskı, Yetkin Yayınları Ankara 2021, s. 404; Hakan Pekcanıtez /Oğuz Atalay Muhammet Özekes, Medenî Usul Hukuku Ders Kitabı, 10.Bası, On İki Levha, İstanbul 2022, s. 220; Ramazan Arslan /Ejder Yılmaz/ Sema Taşpınar Ayvaz/Emel Hanaağası, Medenî Usul Hukuku, Yetkin Yayınları, 8.Baskı, Ankara 2022, s. 317-318; Murat Atalı/İbrahim Ermenek/Ersin Erdoğan,
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1