240 Adî Ortaklık Sözleşmesinin İspatı Meselesi sa şeklî taraf kavramının kabulünün sonucu olarak35 dava dilekçesinde davacı veya davalı olarak gösterilen adî ortaklık davada taraf konumunu elde etse de, adî ortaklığın taraf ehliyeti bulunmadığından davaya bu şekilde devam edilemeyecek ve adî ortaklığın yerine geçirilmezse dava usulden reddedilecektir. Buna karşılık adî ortaklığa giren malvarlığı unsuru ile ilgili dava ortaklar adına veya aleyhine açılmakla birlikte ortaklarda eksiklik mevcutsa bu eksiklik kanunî taraf değişikliği kapsamında giderilebilecektir. Bu durumda adî ortaklığın ortaklarının dava takip yetkisi eksik olacaktır. Adî ortaklığa giren mallar üzerinde ortaklar elbirliği ile malik olduğundan söz konusu malvarlığı unsurları üzerinde birlikte tasarruf yetkisine (TMK m. 702/II), dolayısıyla birlikte dava takip yetkisine sahiptirler. Dava takip yetkisi bir dava şartı olduğundan ortaklarda eksiklik bulunması durumunda bu eksiklik hâkim tarafından re’sen dikkate alınacaktır. Dava arkadaşlığındaki bu eksikliğin giderilmesi için hâkim tarafından süre verilmeli, verilen süre içerisinde eksik olan dava arkadaşları davaya dahil edilmezse dava, dava takip yetkisi eksikliğinden reddedilmelidir.36 ğunu, bu sebeple adî ortaklığın adî ortaklığı oluşturan ortaklardan ayrı malî bir bünyeye sahip olacağının kabulünün gerekeceği belirtilmiştir. Daha sonra Bölge Adliye Mahkemesi tarafından konkordato talep eden şirketin ortağı olduğu adî ortaklığın oy hakkının bulunmadığının kabul edildiği, konkordato talebinde bulunan ortağın İcra İflâs Kanunu m.302 gereğince kendisinin oylamaya katılmasının mümkün olmadığı, ancak adî ortaklığın diğer ortak veya ortaklarının Türk Borçlar Kanunu m. 643 vd. uyarınca adî ortaklığın konkordato talep eden şirketten olan alacakları için oylamaya katılmasının konkordato hukuku açısından kabul edilebilir bir çözüm olduğu, aksi hâlde adî ortaklığın diğer ortaklarının konkordatoya tâbi olmadan alacaklarını tahsil etme yolunun açılacağını, bunun da konkordatonun amacına uygun olmadığını, bu durumda adî ortaklığı oluşturan diğer şirket yönünden adî ortaklık sözleşmesindeki paylaşım oranına, sözleşmede paylaşım oranı kararlaştırılmamış ise Türk Borçlar Kanunu m.623 uyarınca oylamaya katılması gerektiği yönünde karar vermiştir (İçtihat Bülteni). 35 Bkz. Hülya Taş Korkmaz, Hukuk Davalarında Gerçek Tarafın Belirlenmesi, On İki Levha, İstanbul 2021, s. 16 vd. Şeklî taraf kavramına göre, taraf hakkın gerçek sahibi olması aranmaksızın dava dilekçesinde gösterilen kişidir. Maddi hukuk yönünde hak sahibi olma veya yükümlü olma şeklî taraf kavramı bakımından belirleyici olmaz (Necip Bilge/ Ergun Önen, Medenî Yargılama Hukuku Dersleri, Ankara 1978, s. 223; Hakan Pekcanıtez, Medenî Usul hukukunda Fer’i Müdahale, Ankara 1992, s.27; Süha Tanrıver, Medenî Usul Hukukunda Derdestlik İtirazı, Ankara 2007, s. 63-64 Hakan Pekcanıtez/Nedim Meriç, Medenî Usul Hukukunda Fer’i Müdahale, 2. Bası, On İki Levha, İstanbul 2020, s. 34). 36 Taş Korkmaz, Pekcanıtez Usûl, s. 564; Buse Dişel, Dava Takip Yetkisi On İki Levha, İstanbul 2020, s.107-108.
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1