243 TBB Dergisi 2023 (168) Melis TAŞPOLAT TUĞSAVUL temini benimsenmiştir41. Ancak bu noktada vurgulamak gerekir ki; Türk hukukunda Kanun’da belirtilen istisnalar dışında, kural olarak hâkim delilleri serbestçe takdir eder (HMK m.198). Bu istisnalar ise, senet (HMK m. 200 vd.), yemin (HMK m. 225 vd.) ve kesin hükümdür (HMK m.303).42 Ancak Kanun’da kesin delillerle ispat zorunluluğunu yumuşatan düzenlemeler de yer almaktadır; bu kapsamda ilk olarak senetle ispat kuralının43 istisnalarını belirtmek gerekir. Bunlar; delil başlangıcı (HMK m.202), delil sözleşmesi (HMK m.193) karşı tarafın tanık dinletilmesine açık muvafakati (HMK m.200/II) ve Kanun’un 203. maddesinde sayılmış istisnalardır. Dolayısıyla Türk hukukunda kesin delille ispat zorunluluğunun44 mutlak bir uygulama alanının 41 Doktrinde Hukuk Muhakemeleri Kanunu m.192 açısından yaklaşıldığında Kanun’da öngörülen delil sisteminin kanunî delil sistemi ile paralellik arz etmediğinin söylenebileceği ancak kanunun belirli bir delille ispatını emrettiği hususların, o delil dışında başka delil ile ispatının mümkün olmaması ve dolayısıyla kanunî delil sisteminin bu boyutu itibarıyla Hukuk Muhakemeleri Kanunu m.189/III, m.200 ve 201’de yer alan kurallar çerçevesinde geçerlilik kazandığının söylenebileceği ifade edilmiştir (Tanrıver,s.883). Ayrıca Türk hukuku bakımından delil sistemine ilişkin hükümler dikkate alındığında hem kanunî (kesin) hem de serbest delil sistemi birlikte uygulandığından kanun koyucunun tercihinin karma sistem olduğunun söylenebilecektir (Atalı/Ermenek/Erdoğan, s. 491). 42 Bu sistemin bir gereği olarak hâkim, kanunen kesin delil olarak belirlenmiş bu delillerin gerçeği yansıtıp yansıtmadığını serbestçe takdir edemeyecek, bu deliller geçerli olduğu sürece hâkim bu ispat araçlarının uyuşmazlığın temelindeki gerçeği temsil ettiğini kabul etmek durumunda kalacaktır (Atalay, Pekcanıtez Usul, s.1734; Pınar Çiftçi, Medenî Yargılama Hukukunda İspat Hakkı ve Sınırlamaları, Ankara 2018, s. 491). 43 Bkz. İlhan Postacıoğlu, Şahadetle İspat Memnuiyeti ve Hudutları, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayını, İstanbul 1964, s. 24 vd.; Necmeddin B. Berkin, “Senetle İspat Mecburiyeti ve Kaidenin İstisnaları” İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mecmuası, 1950, C.XVI, S.3-4, s. 801 vd.; Yavuz Alangoya, ““Senede Karşı Senetle İspat Kuralı” ve “Hayatın Olağan Akışı”Kavramı”, Prof. Dr. Necip Kocayusufpaşaoğlu İçin Armağan, Seçkin, Ankara 2004, s. 521 vd. Kâmil Yıldırım, “Senetle İspat Kuralının Türk Medeni Yargılama Hukuku’ndaki Önemi”, İlkeler Işığı Altında Medeni Yargılama Hukuku, 9.Baskı, Beta, Derleyen: Prof. Dr. M. Kâmil Yıldırım, s. 114 vd. Murat Yavaş, Senetle İspat ve Senede Karşı Senetle İspat Kuralları ile Bu Kuralların İstisnaları, 2. Baskı, Seçkin, Ankara 2020, s. 136 vd.; Mustafa Göksu, “6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu Çerçevesinde Senetle İspat Kuralı ve Bunların İstisnaları”, Hacettepe Hukuk Fakültesi Dergisi. 1(1)2011, s. 54 vd. 44 Kesin delille (senetle) ispat zorunluluğunu kabul nedenlerini, söz konusu olan hakların koruma altına alınması uyuşmazlığın süratle çözümlenebilmesi, tanıkların yalan beyanlarına karşı tarafların korunmaları, mahkemelerin suistimallere alet edilmemeleri ve işlem güvenliğinin korunması olarak belirtilebilir. Postacıoğlu, Şahadet, s 26-27; Berkin, s. 803 vd. Doktrinde Berkin, senetle ispat kurallarının neden kabul edildiğini belirtirken, “… adliyeyi tarafların elinde oyuncak olmaktan kurtarır” şeklinde bir ifade kullanmıştır. Bkz. Berkin, s. 804. Ayrıca bkz. Mine
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1