252 Adî Ortaklık Sözleşmesinin İspatı Meselesi edilemeyeceğini, adî ortaklığın ispatının kesin delillerle mümkün olduğundan davacıya yemin teklif etme hakkının kullandırılması gerektiği yönünden özel daire bozma kararına uyulması gerektiğine karar vermiştir. Kanaatimizce anılan karar anılan karar adî ortaklık sözleşmeleri bakımından ortaya çıkabilecek tüm ispat araçlarını değerlendirmesi bakımından önemli olmakla birlikte bu kararda ortaya çıkan sonuç daha çok adî ortaklık sözleşmesini yazılı olarak akdedilmediği durumlarda bir kesin delil olan yemin delilinin uygulama alanı bulacağıdır. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 24.06.2020 tarihli, E. 2017/3-457, K. 2020/469 sayılı kararında da62, adî ortaklığın varlığının inkâr edilmesi durumunda ortaklığın mevcudiyetini ileri süren kişinin bu olguyu ispat etmesi gerektiği ve şayet adî ortaklığın sözlü bir sözleşme ile kurulmuşsa bu sözleşmenin varlığını miktara göre davacının kesin delillerle ispat etmesi gerektiği, yerel mahkeme kararında taraflar arasında imzası inkâr edilmeyen yazılı sözleşme bulunmasına rağmen mahkeme tarafından ispat yükü tersine çevrilerek davacı şirketin adî ortaklık ilişkisini ispat edemediği ve davacı tarafça eda edildiği gerekçesiyle davanın reddi doğru görülmemiş ispat yükü kendisine düşmeyen taraf, ispat yükünün kendisine düştüğü sanısıyla diğer tarafa yemin teklif ederse bu yeminin geçerli olmayacağı yani kesin delil teşkil etmeyeceğini belirtmiştir. Yargıtay 3. HD. 21.11.2017 tarihli, 2017/9639 E., 2017/16218 K. sayılı kararında, “..Somut olayda davacı, davalı ile kasap dükkanında ve besi çiftliğinde adî ortakların bulunduğunu belirterek adî ortaklığın tasfiyesini talep etmiş, davalı taraf kasap dükkanında davacı ile adî ortaklık yaptıklarını kabul etmiş ancak besi çiftliğinde ortakları olmadığını, besi işinin babası ... tarafından yapıldığını belirterek adî ortaklık HMK’nın 200.maddesi kapsamında yazılı delille ispat edemediği kabul edilerek, davacıya, iddiasını ispat zımnında, davalıya yemin teklif etme hakkının kullandırılması ve ortaya çıkacak uygun hukuksal sonuç çerçevesinde hüküm kurulması gerekirken, bu yön göz ardı edilerek, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu husus bozmayı gerektirmiştir” şeklinde hüküm kurmuş, davacının davalıya yemin teklif etme hakkının kullandırılmaması sebebiyle kararı bozmuştur. Bunun dışında Yargıtay’ın adî ortaklığın ispatında senetle ispat kuralının istisnalarının dikkate alarak kararlar verdiği görülmektedir. Buna göre örneğin; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu,63 “Taraflar arasında 62 İçtihat Bülteni. 63 Yarg. HGK, 16.01.2020 tarihli, E. 2017/1019, K. 2020/25 sayılı kararı.
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1