254 Adî Ortaklık Sözleşmesinin İspatı Meselesi 3. Senetle İspat Sınırının Belirlenmesi Açıklamaya çalıştığımız üzere adî ortaklık sözleşmesinin ispat şekli bakımından iki farklı görüş olduğu belirtilebilecektir. Diğer taraftan, adî ortaklık sözleşmesinin senetle ispat edileceği kabul edildiğinde burada doğabilecek bir tereddüt, senetle ispat sınırının nasıl uygulanacağı noktasındadır. Bu konuda bir görüş, adî ortaklık sözleşmesi bakımından senetle ispat sınırının malvarlığının değerine göre belirlenmesi gerektiği yönündedir.69Bir başka görüş, bu sınırın ortakların katılım paylarının değer ve miktarına göre belirlenmesi gerektiğini, çünkü ortakların katılım paylarından başka, ortaklığın sonradan elde ettiği değerlerin de ortaklık malvarlığına dahil olacağından, oysaki HMK m.200’de açıkça hukukî işlemlerin yapıldığı zamanki miktar ve değerin dikkate alınması gerektiği, dolayısıyla adî ortaklıkta ortaklardan birinin taahhüt ettiği katılım payının senetle ispat sınırını geçmesi hâlinde adî ortaklık sözleşmesinin kesin delille ispatı gerekirken, bu sınırın altında kalanlar için kesin delille ispat zorunluluğunun olmadığı yönündedir.70 Kanaatimizce öncelikle bu hususun adî ortaklık sözleşmesinin bazı temel özellikleri bakımından ele alınması gerekir. Bir defa adî ortaklık sözleşmesinin tarafları ortak bir amacı gerçekleştirmek için sözleşmeyi kurmaktadır, edimler ortak amacın gerçekleştirilebilmesi için âdeta bir araç niteliğindedir. Yukarıda belirttiğimiz üzere adî ortaklık sözleşmesi karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerden değildir. Bu sözleşme hem borç sözleşmesi hem de organizasyon sözleşmesi niteliği taşır. Bunlardan borç sözleşmesi niteliği ortaklar için edim yükümlülükleri (örneğin; katılma payı) ve talep hakları ortaklık sözleşmesinden kaynaklanmaktadır.71Adî ortaklık sözleşmesinin hukukî niteliği bakımından şu değerlendirme yapılabilir: Ortaklık sözleşmesiyle sadece ortaklar arasında bir borç ilişkisi kurulmamakta, ayrıca bir kişi birliği doğmakta ve bu birlik hukukî işlemlerde ortaklar tarafından temsil edilmektedir. Ortaklar sadece birbirlerine karşı alacaklı ve borçlu değil aynı zamanda “sosyal hukuksal birlik” üyeleri durumundadırlar ve ortaklar ortaklık borçlarından kural olarak müteselsilen sorumludurlar (TBK m.638/III). Bununla birlikte adî ortaklıkta “müşterek amaç uğruna birlikte çaba gösterme borcu “kişilik” unsurunu öne çıkarmakta ve 69 Bkz. Özenli, s. 30. 70 Peksöz, s. 26-27. 71 Bkz. Barlas, s. 64-65; Peksöz, s. 22-23; Derdiman, s. 16-17.
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1