Türkiye Barolar Birliği Dergisi 168.Sayı

266 Adî Ortaklık Sözleşmesinin İspatı Meselesi O halde anılan Yargıtay kararları doğrultusunda görülmektedir ki; her ne kadar adî ortaklık ilişkisinin (dış ilişki) ortaklar yönünden senetle (kesin delillerle) ispatı edilmesi gerektiği yerleşik Yargıtay uygulaması olsa da110 incelemeye çalıştığımız yukarıda yer alan Yargıtay kararlarında, bir adî ortaklık ilişkisi türü olan gizli ortaklığın ispatında (adî ortaklığın ortağı ile arasında gizli ortaklık ilişkisinin mevcut olup olmadığına ilişkin ) senetle ispat kuralının geçerli olacağına ilişkin bir tespit yer almamaktadır. Oysaki tıpkı adî ortaklık ilişkisi gibi bu ilişki de şekil şartına tâbi olmayan bir sözleşmeye dayanmaktadır. Sözleşmenin tarafları aktif ortak ve gizli ortaktır. Belirttiğimiz üzere bu sözleşme ilişkisi çerçevesinde aktif ortağın üstlendiği temel edim işletmeyi kendi adına fakat iç ilişkide kendi, hem de gizli ortak adına işletmek olacaktır. Şüphesiz gizli ortaklıkların tercih edilme sebepleri çok farklı olduğundan görünümleri de çok farklı olabilecektir.111Ancak kanaatimizce adî ortaklık sözleşmelerinin ispatı bakımından dış ortaklık ve iç ortaklık arasında fark olmamalı, her ikisi bakımından da Hukuk Muhakemeleri Kanunu uyarınca geçerli olan delil sistemi uygulanmalıdır. Zira gizli ortaklık ilişkisine de adî ortaklığa ilişkin hükümlerin uygulanacağı kabul edilmektedir. Dolayısıyla dış ortaklık sözleşmesinin ispat şekli ile iç ortaklık sözleşmesinin ispat şekli bakımından bir ayrım olmaması gerektiği düşüncesi ile dış ortaklık sözleşmesinin ispat şekline ilişkin senetle ispat kuralının uygulanmasına ilişkin değerlendirmelerimizin iç ortaklıklar bakımından da geçerli olduğunu belirtmek isteriz. SONUÇ Özellikle adî ortaklık temeline dayanan sözleşme tiplerinin ticaret hayatında uygulamasının yaygın olduğu görülmektedir. Bu sözleşme türünün genel özelliklerini; Türk Borçlar Kanunu’nda şekle bağlı olmadan kurulabilmesi, karşılıklı borç yükleyen sözleşme olarak kabul edilmemesi, tüzel kişiliğinin bulunmaması, kural olarak el birliği ile mülkiyet kurallarının ve ortaklar arasında müteselsil sorumluluk rejiminin uygulanması olarak belirtebiliriz. Adî ortaklık sözleşmesinin kuruluşundaki bu “basit”lik, (İsviçre hukukunda “einfache Gesellschaft 110 Bu husustaki tespit edebildiğimiz ayrık kararlar için bkz. yuk. III. A.2. 111 Bkz. Bilgili, s. 31 vd.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1