281 TBB Dergisi 2023 (168) Yakup Yaşar MİRZAOĞLU edildiği kararında açıklamıştır. İptal talebinde bulunan Söke 2. Asliye Hukuk Mahkemesi, özetle şu kararı vermiştir: 11 “…(M)ahkemeler tarafından dava sonunda hükmedilen vekâlet ücretinin yargılama gideri kapsamında olduğu ve haksız çıkan taraftan alınarak haklı çıkan tarafa verildiği, bu suretle diğer yargılama giderlerinde olduğu gibi dava sonucu haklı çıkan tarafın ödediği avukatlık ücretinin karşılanmasının amaçlandığı, avukatın vereceği emek ve zamanın karşılığı olan ücretin ise avukatlık sözleşmesiyle belirlendiği ve bu ücretin sözleşmenin tarafı olan müvekkilden tahsil edildiği, davanın tarafı olarak müvekkilin avukatlık ücreti ödemesine rağmen mahkemece müvekkil lehine belirlenen ücretin doğrudan avukata ait olacağını düzenleyen kuralın taraflara bu konuda farklı bir anlaşma yapma imkânı tanımadığı, bu nedenle avukatla müvekkil arasındaki eşitliğin bozulduğu, avukatlık mesleğine herhangi bir haklı gerekçe olmaksızın ayrıcalık tanındığı, davasını avukat aracılığıyla takip etmek isteyen kişilerin, dava sonunda haklı çıksalar bile avukata hizmeti karşılığı ödedikleri ücretleri hiçbir şekilde karşı taraftan alamayacakları ve ödedikleri ücretlerin üzerlerinde kalacağı, bu durumun kişinin avukat tutmaktan kaçınmasına ve davasını kendi başına takip etmek istemesine neden olabileceği, bu suretle kişilerin avukat aracılığıyla davalarını takip etmelerinin dolaylı olarak engellendiği (dolayısıyla, söz konusu yasal düzenlemenin hak arama özgürlüğü ile adil yargılanma hakkı ilkelerini ihlal ettiği…)”. Yukarıda anılan gerekçelerle Anayasaya aykırı olduğu iddia edilen kanun hükmünün Anayasaya uygun olduğuna hükmeden Anayasa Mahkemesi, vekâlet ücreti ile alakalı şu açıklamaları yapmıştır:12 “6100 sayılı Kanun’un 71’inci maddesine göre dava ehliyeti bulunan herkes, davasını kendisi veya tayin ettiği vekil aracılığıyla açabilir ve takip edebilir. 1136 sayılı Kanun’un 35’inci maddesin(e) (...) göre de dava ehliyeti olan herkes kendi davasına ait evrakı düzenleyebilir, davasını bizzat açabilir ve işini takip edebilir. Bu kapsamda dava ehliyeti olan davalı da avukat aracılığı olmadan kendini savunabilir. Davacı veya davalının davayı vekil aracılığıyla takip etmeleri kendi iradelerine bağlıdır. Bu bağlamda kişilerin kendi iradeleriyle avukatın hukuki yardımından yararlanmak ve davalarını vekil aracılığıyla takip etmek istemeleri halinde bu yardımın karşılığı olan meblağı ve değeri karşılamaları gerekir. Nitekim avukatların hukuksal bilgi ve tecrübelerinden yararlanma, hak arama ve savunmada başvurulacak meşru yol ve vasıtaların 11 Söke 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin gerekçesi ile aynı yöndeki çalışma için bkz: Mehmet Şimşek, “Yargı Organlarınca Hükmedilen Vekâlet Ücretinin Aidiyeti Sorunu”, Uyuşmazlık Mahkemesi Dergisi, 2015/6 s.535-561. 12 Anayasa Mahkemesi, E.2017/154, K.2019/18, 10.04.2019, Resmî Gazete, 16.05.2019, S.30776.
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1