299 TBB Dergisi 2023 (168) Yakup Yaşar MİRZAOĞLU kolunda yer alan mahkemelerin usule ilişkin yapmış olduğu ilk incelemede, idareye karşı açılan bir davanın idari yargı kolunun görev alanına girdiği gerekçesiyle vermiş olduğu ret kararı, davanın esasına ilişkin bir karar olmayıp hüküm niteliğinde değildir.34 Zira yukarıda da ifade edildiği üzere; bir mahkeme kararının hüküm olarak kabul edilebilmesi için davanın esasına girilmiş ve tarafların haklı veya haksız olduğunun tespit edilerek uyuşmazlığın çözüme kavuşturulmuş olması gerekmektedir. Dolayısı ile bir uyuşmazlığın esası hakkında hüküm veremeyen bir mahkemenin, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’ndaki bu düzenleme karşısında vekâlet ücretine hükmetmesinin mümkün olmadığının kabul edilmesi gerekmektedir. Bunun dışında Hukuk Muhakemeleri Kanunu, açık bir şekilde davanın görevsizlik veya yetkisizlik sebebi ile reddedilmesi ve davanın başka bir mahkemede görülmeye devam edilmesi durumunda yargılama giderlerine o mahkeme tarafından karar verileceğini açık bir şekilde hüküm altına almıştır. Bu noktada “görev” kavramı üzerinde durmak gerekmektedir. Usul hukukunda görev uyuşmazlıkları, “aynı yargı kolunda yer alan mahkemeler arasında ortaya çıkan uyuşmazlıklar” (dar anlamda görev) ve “farklı yargı kollarında yer alan mahkemeler arasında ortaya çıkan uyuşmazlıklar” (geniş anlamda görev) olmak üzere ikiye ayrılmaktadır.35 Geniş anlamda görev kavramına “yargı yolu itirazı” da denilmektedir. Bahsedilen bu görev uyuşmazlıkları, hukuki nitelikleri itibariyle birbir34 Doktrinde, idare mahkemesinde açılması gereken bir davanın hukuk mahkemelerinde açıldığının tespit edilmesi halinde, davanın açıldığı hukuk mahkemesi tarafından “görevsizlik kararı” değil, “dava şartı yokluğu nedeniyle usulden davanın reddine” karar verilmesi gerektiği ifade edilmektedir. Mine Akkan, Pekcanıtez Usul Medenî Usul Hukuku, Oniki Levha, 2017, İstanbul, s.261. Yazar tarafından nakledilen bir Yargıtay kararına göre, “Davacı, emekli olduğunu, ödenmeyen kıdem tazminatı alacağını talep etmiştir (...) Yargı yolunun caiz olması dava şartlarındandır. Mahkemenin dava şartı olması nedeniyle öncelikle adli-idari yargı yolu uyuşmazlığını çözmesi gerekir. Mahkemece isabetli şekilde anılan uyuşmazlığın çözümünün idari yargıya ait olduğu tespit edilmiş ancak görevsizlik kararı verilmiştir. 6100 sayılı HMK 115/2. maddesine göre mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Mahkemece anılan düzenleme göz önüne alınmadan görevsizlik kararı verilmesi, buna bağlı olarak davalı lehine yargılama giderlerine hükmedilmemesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir”. s.261. 35 Kaplan, s.68.
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1