317 TBB Dergisi 2023 (168) Mert NAMLI runluluğunu kabul etmek suretiyle borçlunun hakları ile alacaklının menfaatleri arasında denge sağlanması, borçluya kendi malını satma yetkisinin verilmesi, alıcılara teminat zorunluluğu getirilerek prosedürün güvence altına alınması ile itirazların sınırlandırılmak ve paranın paylaştırılması öne çekilmek suretiyle prosedürün hızlandırılması ve basitleştirilmesidir.16 2006-461 sayılı Kararnâme ile gerçekleştirilen reformun getirdiği en önemli yeniliklerden biri, yukarıda da belirtildiği gibi, taşınmazların paraya çevrilmesi bakımından anlaşmalı satışın (vente amiable) kabul edilmesidir. Anlaşmalı satışın kabulünün başlıca nedeni, taşınmazların, cebrî artırma yoluyla satış çerçevesinde birçok kez yok pahasına ihale edilmesidir.17 Şöyle ki reformun hazırlık sürecinde Maliye Genel Müfettişliği ve Adli Hizmetler Müfettişliği tarafından hazırlanan ortak raporda, bir taşınmazı cebrî artırmada alan alıcıların dörtte birinin, söz konusu taşınmazı, ihale tarihinden itibaren iki yıldan kısa süre içinde ihale bedelinin %70 fazlasına sattıkları belirlenmiştir.18 2006-461 sayılı Kararnâme ile anlaşmalı satış, Fransız Medeni Kanunu’nun (CC) “taşınmaz haczi, satışı ve paranın paylaştırılması”na ilişkin 2191 vd. arasında (CC m. 2202-2203 olarak) düzenlenmiştir. Daha sonra 19.12.2011 tarih ve 2011-1895 sayılı Kararnâme19 ile CC m. 2191 vd. hükümleri yürürlükten kaldırılmış ve bu düzenlemeler, Fransız İcra Kanununa (CPCE) aktarılmıştır. Bugün itibariyle taşınmazlar bakımından anlaşmalı satış, CPCE L.322-3 ve 322-4 ile R. 221-30 ilâ 22132 maddeleri arasında düzenlenmektedir. 16 Kararnâmenin Genel Gerekçesinden, bkz. JO, 22.04.2006, no: 95. 17 Stéphane Piédelièvre/Frédéric Guerchoun, “Saisie-Immobilière”, Répertoire de procédure civile, 2021(Güncelleme: Şubat 2023), no: 242. 18 Rapport d’enquete sur l’hypotheque et le crédit hypothécaire (haz. Nicolas Jachiet, Valérie Champagne, Pierre-Alain de Mulleray, Joelle Bourquard, Christine Rostane), Kasım 2004, s. 52. Söz konusu raporda, paraya çevirme prosedürünün verimliliğinin ölçümünde kullanılacak başlıca iki kıstasın, paraya çevirme prosedürü sonunda elde edilen para ile alacağın elde edildiği süre olduğu belirtilmiştir. Süre bakımından 2002 yılında Avrupa Birliği (AB) bünyesinde hazırlanan bir karşılaştırmalı çalışmaya atıfta bulunulmuş ve burada prosedürün süresinin Hollanda’da 4 ay, İspanya’da 7-9 ay, İtalya’da ise 5-7 yıl olduğu, Fransa’da ise sürenin ortalama 9 ay olmasına karşın bunun iki katına çıkabildiği açıklanmıştır. Raporun tamamı için bkz. https://www.vie-publique.fr/sites/default/files/rapport/pdf/044000625.pdf. 19 JO, 20.12.2011, no: 0294.
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1