Türkiye Barolar Birliği Dergisi 168.Sayı

337 TBB Dergisi 2023 (168) Mert NAMLI zenlenmiştir. Şöyle ki borçlu, kıymet takdirinin tebliğinden itibaren yedi gün içinde rızaen satış talebini ileri sürecektir. Ancak icra müdürü, kıymet takdirinin kesinleşmesinden sonra cebrî satış işlemlerini durdurarak borçluya rızaen satış için süre verecektir (İİK m. 101/A-1; Yön m. 9/1). Fransız Hukuku’nda, taşınırların anlaşmalı satışı bakımından borçlunun kendisine yetki verilmesine ihtiyacı yoktur. Taşınmazlar bakımından ise icra hâkimi, yönlendirme duruşmasında, borçlunun anlaşmalı satış talebi hakkında bir karar verecektir (CPCE R. 322-21). B-) İcra Müdürünün Takdir Yetkisinin Bulunmaması İİK m. 111/A’ya göre icra müdürü, kıymet takdirinin kesinleşmesinden sonra cebrî satış işlemlerini durdurarak borçluya 15 günlük süre verecektir. Görüldüğü gibi burada kanun koyucu, icra müdürüne herhangi bir takdir yetkisi tanımamıştır.84 Buna göre eğer borçlu kıymet takdirinin kendisine tebliğinden itibaren yedi günlük süre içinde rızaen satış talep etmiş ise icra müdürü, kıymet takdirinin kesinleşmesi üzerine borçluya satış yetkisi vermek durumundadır. 85 Aksi hâlde, yani süresi içinde kanuna uygun bir talebe rağmen icra müdürünün satış yetkisi vermemesi durumunda borçlu, bir hakkın yerine getirilmemesi sebebiyle süresiz şikâyete başvurabilecektir.86 Fransız Hukuku’nda taşınırlar, haciz tarihinden itibaren bir aylık süre içinde borçlu tarafından anlaşmalı olarak satılabilecek olup; bunun için izin verilmesine ihtiyaç bulunmamaktadır. Buna karşılık taşınmazlar bakımından anlaşmalı satışın uygulama alanı bulabilmesi için, icra hâkiminin buna izin vermesi gerekmektedir. Buna göre, borçlunun talebi üzerine icra hâkimi; taşınmazın durumu, pazarın ekonomik koşulları ve borçlunun gerekli özeni gösterip göstermeyeceğini göz önüne alarak satışın tatmin edici koşullarda gerçekleştirileceğine kanaat getirirse, anlaşmalı satışa izin verecektir (CPCE R 84 Doktrinde, icra müdürüne takdir yetkisi tanınmaması, borçlunun sırf satışı geciktirebilmek için süre istemesine yol açabileceği, borçlunun zaman kazanabilmek amacıyla dürüstlük kuralına aykırı davranışları teşvik edebileceği gerekçesiyle eleştirilmiştir. Bkz. Pekcanıtez, s. 828; Bolayır, s. 88. 85 Aşık/Saçar/Tok/Oruç, s. 249. 86 Aşık/Saçar/Tok/Oruç, s. 249.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1