340 Fransız Hukuku ile Karşılaştırmalı Olarak Borçluya Satış Yetkisi Verilmesi (Rızaen Satış- İİK M. 111/A) hâkim, izin kararında, pazarın ekonomik şartlarına göre taşınmazın satılabileceği asgari bedeli94 ve alacaklının talebi üzerine alıcının satış bedelinin haricinde ödeyeceği takip giderlerini belirleyecektir. Bunun haricinde hâkim, izin kararından en geç dört ay sonra olmak üzere, satışın gerçekleştirilme durumunun inceleneceği bir duruşma tarihi de tespit edecektir. D-) Borçluya Verilecek Süre ve Etkisi İİK m. 111/A-1 uyarınca icra müdürü, rızaen satış için borçluya on beş günlük süre verir. Bu sürenin hangi tarihte başlayacağı ise Yön. m. 9/2’de belirlenmiştir. Buna göre 15 günlük süre, yetki belgesinin borçluya tebliği tarihinden itibaren işlemeye başlayacaktır. İİK m. 111/A-3 ve Yön m. 11’ye göre borçlu ile anlaşan alıcının, satış bedelini bu süre içinde icra dairesinin banka hesabına ödemesi gerekmektedir. Dolayısıyla borçlu, 15 günlük süre içinde alıcı bulacak, bununla anlaşacak ve nihâyet alıcı satış bedelini ödeyecektir. Kanun’da, söz konusu sürenin uzatılmasına ilişkin bir ihtimal öngörülmediği için, borçlu, 15 günlük sürenin uzatılmasını talep edemeyecektir. Kanaatimizce, özellikle taşınmazlar ve değeri oldukça yüksek olan bazı taşınırların satılması için borçluya verilen bu süre oldukça yetersizdir.95 Bu noktada kanun koyucu, muhtemelen, borçlunun rızaen satışı, cebrî icrayı geciktirme aracı olarak kullanmasının önüne geçmeyi amaçlamıştır. Ancak doktrinde Pekcanıtez’in de haklı olarak belirttiği gibi, bu alternatif yolla çok uzun bir süreden tasarruf edilmesi amaçlandığı için, burada biraz daha uzun sürelere yer verilebilirdi.96 Bunun tercih edilmemesi durumunda, en azından borçluya verilen sürenin bir defalığına uzatılmasına imkân tanınması kanaatimizce isabetli olurdu.97 94 Bu düzenleme, borçlunun hileli satışlarının önüne geçmeyi amaçlamaktadır. Bkz. Pensier, s. 248. Bununla birlikte doktrinde bu düzenlemenin, hâkimlerin “pazarın ekonomik koşullarını” bilmesi gerektiği düşüncesine dayandığı, asgari bedelin tespiti noktasında bilirkişiye başvurulmasına engel bulunmamasına karşın bunun da yargılama giderlerini arttıracağı belirtilmektedir. Bkz. Anne Leborgne, Droit De L’Exécution: Voies d’Exécution et Procédures De Distribution, 2. Éd., Dalloz, Paris 2014, s. 832. 95 Pekcanıtez, s. 838; Pekcanıtez/Atalay/Sungurtekin Özkan/Özekes, s. 231; Yazıcı, s. 1136. 96 Pekcanıtez, s. 838. 97 Benzer yönde Bolayır, s. 91; Yazıcı, s. 1137. Bu noktada yinelenmelidir ki, daha uzun bir sürenin kabul edilmesi durumunda, alacaklıların prosedür üzerindeki
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1