Türkiye Barolar Birliği Dergisi 168.Sayı

350 Fransız Hukuku ile Karşılaştırmalı Olarak Borçluya Satış Yetkisi Verilmesi (Rızaen Satış- İİK M. 111/A) edilir (Yön m. 13/3). Bu ihtimalde, İİK m. 111/1-4’e göre bu satışlar hakkında niteliğine uygun düştüğü ölçüde İcra ve İflas Kanunu’nun diğer hükümleri uygulanacağı için, kanaatimizce alıcı tarafından yatırılan bedelin nemalandırılması ve satış bedelinin alıcıya nemalandırılmış şekilde iade edilmesi uygun olacaktır 130. İcra mahkemesinin vereceği karar kesin niteliktedir (İİK m. 111/A3; Yön m. 13/1). Böylece bu karara karşı kanun yollarına başvurulması mümkün olmayacaktır. Doktrinde, kanunda böyle bir itirazın düzenlenmemesi ve icra mahkemesi kararının kesin olmasının, denetimsiz ve çeşitli sorunlara yol açabilecek bir satış usulüne neden olduğu gerekçesiyle eleştirilmiştir 131. Biz de bu eleştirinin haklı olduğunu kanaatini taşımaktayız. Bu noktada özellikle aşağıda ayrıca üzerinde duracağımız gibi rızaen satışa karşı ihalenin feshi yoluna da başvurulamayacağını düşündüğümüz için, haciz sâhibi alacaklının itirazlarını bildirerek hukukî dinlenilme hakkının sağlanması amacıyla icra mahkemesi kararına karşı bir hukukî çarenin öngörülmesi kanaatimizce gereklidir 132. 2-) Fransız Hukuku’nda Fransız Hukuku’nda haczedilen taşınırların anlaşmalı satışı için borçlu, yukarıda da açıkladığımız üzere, haciz tarihinden itibaren bir aylık bir süreye sâhiptir. Kanun koyucu, bu süre içinde alıcı bulmayı, borçluya tanınan bir yetki olarak düzenlemiştir. Buna göre borçlunun bu yönde çaba sarf etme zorunluluğu bulunmamaktadır.133 Uygulamada bir aylık sürenin oldukça kısa olduğu, bu nedenle de borçluların bu yola başvurmak yerine, bir aylık süreyi, cebrî satış tehdidi karşısında borcunu ödemeye başlamak için kullandıkları belirtilmektedir.134 130 Uyar, s. 38 dn. 12; Kale, Lexpera blog (https://blog.lexpera.com.tr/icra-ve-iflashukukunda-online-satis/); Durman, s. 960. 131 Pekcanıtez, s. 838-839; Görgün/Börü/Kodakoğlu, s. 241; Bolayır, s. 88-89. 132 İcra mahkemesinin kararına karşı kanun yolunun açık tutulması, kanaatimizce sürecin çok fazla uzamasına neden olabilecek; bu da kurumun etkinliğini azaltabilecektir. İcra mahkemesinin inceleyeceği hususların sınırlı olduğu da dikkate alınacak olursa, icra mahkemesinin kararına karşı itiraz yolunun düzenlenmesi de yeterli olabilecektir. Bu ihtimalde ise kanun yolu veya itiraz süresi içinde, rızaen satış bedelinin nemalandırılmasına imkân sağlanmalıdır. 133 Casal, no: 6. 134 Casal, no: 6.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1