384 Angloamerikan ve Kıta Avrupası Hukuk Sistemlerinde Aşırı Yararlanma: Dürüstlük Kuralı Üzerinden Bir Bakış Öncelikle haksız etki de ölçüsüzlük gibi Angloamerikan hukuku açısından bir “savunma” aracını ifade edip, zarar gören tarafa sözleşmenin hükümsüz kılınmasını ve uğradığı zararın tazmini imkanını vermektedir.86 Ölçüsüzlükte kişinin iradesinin sakatlanma sebebi yukarıda da anlattığımız gibi pazarlık kabiliyetini olumsuz etkileyen gençlik, yaşlılık, deneyimsizlik, okuma yazma kabiliyetlerinin zayıflığı gibi unsurlardır. Ancak haksız etkide iradede bozulmaya neden olan şey zarar görenin muhakeme yeteneğini zayıflatan ve doğumu kişinin kendisinden kaynaklanan bir dezavantaj değil, bizzat zarar verenin karşısındaki kişi ile kendisi arasındaki “özel bir itimat içeren ilişkiyi”87 istismar ederek ortaya çıkardığı durumun karşı tarafın iradesini zedelemesi ve adeta onun özgür iradesini ortadan kaldırmasıdır.88 Doktrinde son zamanda bu konuda yeni bir sınıflandırmaya gidildiği görülmektedir. Buna göre; Barclays Bank plc v O’Brien davasında belirtildiği üzere haksız etki ikiye ayrılır. İlk grupta; ispat yükü zarar görene düşer ve zarar gören kişinin, zarar verenin aktif fiillerle kendisi üzerinde haksız bir etki ortaya çıkararak aşırı oransızlığa neden olduğunu ispatlaması gerekir. İkinci gruptaysa, zarar görenle zarar verenin edimleri arasındaki oransızlığa ve aralarındaki özel ilişkiye bakılarak zarar gören üzerinde haksız bir etkinin doğduğu karineten kabul edilir.89 Bu durum haksız etkiyi, ölçüsüzlük-aşırı yararlanmadan ayıran temel farktır. Hatta, söz konusu farka bakıldığında haksız etki Kıta Avrupası’ndaki irade bozukluklarına benzetilebilir. Oysa, aşırı yararlanmanın niteliği doktrindeki hâkim görüşe göre bir irade bozukluğundan çok sözleşme özgürlüğüne getirilen bir istisnadır. Bu tarz “özel bir itimat ilişkisinde” mahkemelerin dikkat çektiği bir nokta da kişinin karşı tarafla arasında bulunan özel durumun, kişi üzerinde bir baskı kurmasıdır. Bu gibi durumlara örnek olarak Goudkamp/Frederick Wilmot-Smith (der.), Defences in Contract, Oxford, Hart Publishing, 2017, s. 87-112. 86 Beale, s. 87; Ancak ölçüsüzlüğe bağlanan tek yaptırımın sözleşmenin hükümsüz kılınması olmadığı da unutulmamalıdır. Bu durum yukarıda açıklandı. Bkz: s. 16 87 Royal Bank of Scotland v Etridge (No 2) [2001] UKHL 44; [2002] 2 AC 773 [14]. 88 Birks/Yin, s. 59 & 67-74. ; Beale, s. 90-98. 89 Mark Pawlowski, “Undue Influence: Towards A Unifying Concept Of Unconscionablity”, The Denning Law Journal, Buckingham 2018, C.30, s. 117-151.
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1