34 Evlendikten Sonra Kadınların Münhasıran Kendi Soyadlarını Kullanması ihlali mağduru olup olmadığını belirlemektedir. Bu nedenle bireysel başvuru hak temelli bir uyuşmazlık olarak tanımlanabilmektedir. Her ne kadar Anayasa Mahkemesi’nin norm denetimi ve bireysel başvuru yetkileri birbirinden farklı ise de neticelerinde verilecek kararların, bu konuda Anayasa’da veya 6216 sayılı Kanun’da ayrıca bir hüküm bulunmaması nazara alındığında, Anayasa’nın 153. maddesinin son fıkrası kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir. “Anayasa Mahkemesi’nin somut olay temelinde yürüyen değerlendirmelerinde yer verdiği anayasal hakların özlerine, niteliklerine, müdahalenin varlığı ve bunun anayasal sınırlarına ilişkin tespitleri somut olayın taraflarını aşarak anayasanın anlamını ve uygulanma biçimini gösteren değere sahiptir.”93 Bu nedenle de bireysel başvurulara ilişkin verilen kararların herkes için bağlayıcı olduğu söylenebilmektedir. Anayasa Mahkemesi’nin Türk Medeni Kanunu’nun 187. maddesine ilişkin yapılan bireysel başvuru kararlarında, Anayasa’nın 90. maddesinin 5. fıkrasına göre, 4721 sayılı Kanun’un 187. maddesinin Türkiye’nin taraf olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Ortadan Kaldırılmasına İlişkin Sözleşme hükümleri ile çatıştığı, “bu durumda, uyuşmazlığı karara bağlayan derece Mahkemelerinin, AİHS ve diğer uluslararası insan hakları andlaşmaları ile çatışan 4721 sayılı Kanun’un 187. maddesini kararlarına esas almayarak, başvuru konusu uyuşmazlık açısından Anayasa’nın 90. maddesi uyarınca uygulanması gereken uluslararası sözleşme hükümlerini dikkate alması gerektiği”94 ortaya konmuştur. Anayasa Mahkemesi bu değerlendirmesi ile idari işlemler aleyhine doğrudan bireysel başvuru yapılamayacağı gibi Anayasa Mahkemesi kararları ile Anayasanın yargı denetimi dışında bıraktığı işlemler de bireysel başvurunun konusu olamaz” hükmünün Anayasa’ya aykırılığı iddiasıyla Anayasa Mahkemesi’ne yapılan başvuruda, Anayasa Mahkemesi, “başvurucuya somut bir olayda henüz uygulanmamış kanun veya düzenleyici idari işlemin sadece hukuk düzeninde var olması, kural olarak bireysel bir hakkın ihlaline neden olmayacağı, dolayısıyla da bu işlemlerin doğrudan bireysel başvuru konusu yapılamayacağı açıktır” demek suretiyle hükmün Anayasa’ya aykırı olmadığına karar vermiştir. (Anayasa Mahkemesi, 2011/59 E., 2012/34 K., K.T. 0./03.2012). Anayasa Mahkemesi bu kararında yapmış olduğu değerlendirme ile “bireysel başvuru davasını sadece yargı kararıyla somutlaşan hak ihlallerine özgüleyen oldukça dar bir karar vermiştir” Yılmaz, s. 3. 93 Yılmaz, s. 1. 94 Anayasa Mahkemesi’nin Sevim Akat Eşki Başvurusuna İlişkin Vermiş Olduğu 19.12.2013 tarihli Kararı (Başvuru No. 2013/2187), Paragraf 45.
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1