447 TBB Dergisi 2023 (168) A. Füsun ARSAVA da anlaşmaya riayeti temin etmek üzere bir mahkeme oluşturulabilir. Oluşturulan bu mahkemenin kararları AB’nin kendisi ve organları için bağlayıcıdır. Birlik Hukukunun yorumunda ABAD AB Hukukuna ilişkin içtihadını uluslararası anlaşmalar dışındaki hukuk kaynaklarına da istinat ettirme olanağına sahiptir. Bu bağlamda anlaşma ile oluşturulan mahkemenin içtihatlarının kaynak oluşturması ve Divan içtihatları ile koordinasyon sağlanması mümkündür. Uluslararası anlaşma ile kurulan mahkemenin içtihatları ve ABAD içtihatları arasında koordinasyon sağlanmak istendiği takdirde bunun sadece anlaşmada AB hukukunun içeriği ile aynı hükümlere yer verilmesi halinde değil, ABAD ve anlaşma ile kurulan mahkemenin birbirleri ile paralel hükümleri mütecanis yorumlama mükellefiyetinin kabul edilmesi ile de sağlanması mümkündür. 2. ABAD Yargısının Bağımsızlığı İçerik olarak aynı olan hükümlerin mütecanis yorumlanmasına ilişkin amaç anlaşma ile kurulan mahkeme yargıçlarının AB tarafından belirlenmesini gerektirmemektedir. ABAD anlaşma ile kurulan mahkemenin yargı faaliyetine kendisinin katkı yapması halinde AB Hukukunun yanlış yorumunun engelleyebileceği düşüncesinden hareket etmemektedir. ABAD bu çerçevede yargıçların bağımsızlığının teminini esas almakta ve içerik olarak AB Hukuku ile aynı olan düzenlemelerin yorumunda supranasyonal hukuka ters düşen bir yorumun yapılmasına karşı ön alma yöntemi uygulamaktadır. 3. ABAD Kararlarının Bağlayıcılığı ABAD’ın anlaşma ile kurulan mahkemenin dayanağı olan uluslararası anlaşmanın yorumunda yetkili kabul edilmesi mümkündür. Böyle bir durumda ABAD’ın yetkisi sadece AB’nin Çalışma Usulü Hakkındaki Anlaşmanın 267. maddesi muvacehesinde AB üyesi devletlerin ulusal mahkemelerinin başvuruları ile sınırlı olmayacak, uluslararası anlaşma tarafı devletlerin mahkemelerinin başvurularını da kapsayacaktır. Bu durumda ABAD kararlarının bağlayıcı karakterinin korunması için başvuru prosedüründe gerekli düzenlemelerin yapılması gereklidir.
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1