76 1876 Kanun-ı Esasî’de Yapılan 1914 Tarihli İkinci Değişiklik: Amacı, Meclis Görüşmeleri ve Fesih Yetkisi Bakımından Sonuçları rinci değişiklikle fesih yetkisinin zorlaştırılması, 28 Mayıs 1914 tarihli6 ikinci anayasa değişikliğinin7 temel sebeplerinden biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Bir başka ifadeyle, 1909 tarihinde zorlaştırılan fesih yetkisinin tekrar ilk hâline benzer bir şekle getirilmek istenmesi, ikinci anayasa değişikliği tartışmasının merkezinde yer almaktadır. İkinci anayasa değişikliğinde Heyet-i Mebusan’da uzun ve bazen de oldukça ağır sözlerin sarf edildiği görüşmelerin yaşandığını belirtebiliriz. Örneğin, Anayasa değişikliği görüşmelerinde Rıza Nur Bey şunları ifade etmiştir:8 “Efendim, biliyorsunuz ki, epeyce bir müddettir 35’inci madde üzerine bir mesele koptu ve bu mesele bütün memleketi sarstı, herkesi bir hayli heyecana koydu. (…)”. Ayrıca bu süreçte, hükûmet istifasının gerçekleştiğini ve Heyet-i Mebusan’ın feshedildiğini de eklemek gerekmektedir. Bu bakımdan Osmanlı Dönemi anayasal gelişiminde aslında oldukça önemli bir değişiklik sürecini içerdiğini belirtebiliriz. Tunçer Karamustafaoğlu, fesih ile ilgili yapılmak istenen ikinci anayasa değişikliği süreci konusunda şunları ifade etmektedir: “İkinci Meşrutiyetin siyasi gelişmeleri içinde parlamento fesihlerinin önemi küçümsenemez. Hatta fesih olayları, kimi siyasi çalkantıların, kimi rejim ve anayasa sapmalarının ilk adımı olmuştur”.9 Bu çalışmada da Kanun-ı Esasîde yapılan, 7., 35. ve 43. maddelerinin değiştirilmesi ile 73. maddenin kaldırılmasını kapsayan ikinci anayasa değişikliğine odaklanılmakta ve Padişahın fesih yetkisini nasıl bir dönüşüme uğrattığı üzerinde durulmaktadır. Yol gösterici olması bakımından Kanun-ı Esasî’de düzenlenen bu maddelere genel olarak bakıldığında; 6 Kaynaklarda yer alan tarihler arasında birkaç günlük fark söz konusu olabilmektedir. Bkz. “Tarih Çevirme Kılavuzu”, <https://www.ttk.gov.tr/tarihcevirme-kilavuzu/> (Erişim Tarihi: 23.03.2023). Mete Tunçay da kaynaklar arasında yer alan bu farklılığa işaret etmektedir: “(…) İkinci tâdilin tasdik tarihi olan 15 Mayıs 1330, 28 Mayıs 1914’e denk düşer. Başka birçok kaynakta ise, Kanun-u Esasî’nin üçüncü tâdilinin tasdik tarihi (29 Kânunisani 1330) 1914 diye çevrilmektedir; oysa bu, 11 Şubat 1915 demektir”. Bkz. Mete Tunçay, “1293 Kanun-u Esasinin Son Tadilleri”, Armağan, Kanun-u Esasî’nin 100. Yılı, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Yayınları, Ankara 1978, s. 250, 1 numaralı dipnot. 7 Bkz. “Kanun-ı Esasî’nin 5 Şaban 1327 tarihli 7, 35 ve 43’üncü Mevadd-ı Muaddelesini Muaddil Kanun” <https://www.tbmm.gov.tr/files/anayasa/ docs/1876/1876-2/1876-2-degisiklik.pdf> (Erişim Tarihi: 23.03.2023). 8 Bkz. Meclisi Mebusan Zabıt Ceridesi, 21 Kânunuevvel 1327 (1911), Otuz Birinci İnikad, Devre 1, Cilt 2, İçtima Senesi 4. s. 329. Bu konuda ayrıca bkz. Recai G. Okandan, Âmme Hukukumuzun Anahatları – Birinci Kitap, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayınları, İstanbul 1968, s. 348-349. 9 Tunçer Karamustafaoğlu, Yasama Meclislerini Fesih Hakkı, 1. Bası, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayınları 1982, s. 192.
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1