Türkiye Barolar Birliği Dergisi 169. Sayı

89 TBB Dergisi 2023 (169) Atacan KÖKSAL şartı olduğu açıkça belirtilmiştir. Bunun mahiyeti gereği “müracaat”154 ya da “başvuru” olarak adlandırılan muhakeme şartı olduğu değerlendirilmektedir. Bankacılık Kanunu m. 162/2’de, “İtibarın zedelenmesi, sırların açıklanması ve zimmet suçlarından dolayı ilgililerin dava hakkı ile 4.12.2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu hükümleri saklıdır” denilerek, bankacılık zimmeti bakımından, TMSF veya BDDK haricinde ilgililere de dava hakkı tanınmıştır. Maddede yer alan “dava hakkı” esas itibariyle şikâyet hakkı olup;155 “ilgili” de suçtan doğrudan zarar gören bankayı ifade etmelidir.156 Bu açıdan, BDDK veya TMSF yazılı başvuruda bulunmasa dahi, suçtan zarar gören bankanın şikâyeti üzerine soruşturma ve kovuşturma başlatılabilir.157 Ceza davasına katılma hakkı bakımından da Bankacılık Kanunu’nun 162. maddesi incelendiğinde, BDDK ve TMSF’nin katılan sıfatını alabilmek için kamu davası açıldıktan sonra başvuruda bulunmalarının zorunlu olduğu, hakime katılma isteğini reddetme yönünde bir takdir yetkisinin tanınmadığı, hem BDDK’nın hem de TMSF’nin birbirlerinden ayrı olarak katılma hakkına sahip oldukları anlaşılmaktadır. Buna karşın, suçtan zarar gören bankalar bakımından bu türdahi soruşturma için bildirimde bulunduğunda soruşturmanın sürdürülmesi gerektiği ve dava açıldığında yazılı müracaatta bulunan kuruluşun müdahil sıfatını taşıyacağı belirtilmiştir. Bkz. Donay, s. 122-123. 154 Tanımı itibariyle müracaat, belli suçlarda Devletin mahsus makamlarıyla, dava açmayı zorunlu kılmayacak şekilde yaptığı şikâyettir. Müracaat süreye bağlı olmayıp, geri alınamamaktadır. Bkz. Nevzat Toroslu/Metin Feyzioğlu, Ceza Muhakemesi Hukuku, 20. Baskı, Ankara 2020, s. 62. 155 Güngör, “Zimmet Suçu”, s. 29. 156 Okuyucu Ergün, Zimmet Suçu, s. 174-175. İlgili kavramının, zimmetten zarar gören banka dışındaki kişileri ifade ettiği yönündeki görüş için bkz. Donay, s. 124. Ceza muhakemesi süjelerinin haklarının neler olduğu 5271 sayılı CMK’da düzenlendiğinden, CMK hükümlerinin saklı tutulması yönündeki hükmün gereksiz olduğu yönünde bkz. Donay, s. 123. 157 Okuyucu Ergün, Zimmet Suçu, s. 175. Şikâyet hakkı bulunan bankanın şikâyet hakkını kullanmak zorunda olmadığı, 5237 sayılı TCK m. 278’de suçu bildirmeme suçunun ancak re’sen takip edilen suçlar bakımından suçu öğrenen kişilere bildirim yükümlülüğü getirdiği, bu durumda şikâyet hakkını kullanmayan bankanın yöneticileri veya çalışanları bakımından suçu bildirmeme suçunun oluşmayacağı ifade edilmiştir. Bkz. Güngör, “Zimmet Suçu”, s. 29. Mülga TCK bakımından damemur sayılmayan çalışanlara sahip özel bankaların suçu ihbar yükümlülüklerinin olmadığı belirtilmiştir. Bkz. Özgen, s. 54.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1