Türkiye Barolar Birliği Dergisi 169. Sayı

137 TBB Dergisi 2023 (169) Bedirhan ERDEM bakıldığında, tek bir fiil kendi içerisinde birden çok basamağa, ayrı davranış ve ayrı sonuç olarak bölümlenebilmekte ve bu basamaklar, farklı tipiklikler içerisinde anlamlandırılabilmektedir. Bu bölümlerde, önceki basamağa yerleşen davranış ve sonuç kendi başına bir suç oluşturabilecekken, sonraki basamakta bulunan davranış ve sonuç, ön basamağın kendi başınalığını, yani kendi başına suç oluşturma olanağını sona erdirmektedir.144 Kısacası, son basamak, ondan önceki basamakta yer alan suç tipinden de failin sorumlu tutulmasını anlamsız duruma getirmektedir. Fakat bu anlamsızlaşmanın gerçekleşebilmesi için geçilecek olan suç için başka bir suçtan geçmenin zorunlu olması gerekir. Ancak geçilecek olan suç teşebbüs aşamasında kaldığında, geçit suçunun zorunluluğu ortadan kalkar. Geçit suçu (birinci basamaktaki suç), geçilecek olan suçun (ikinci basamaktaki suç) tamamlanması için zorunlu olabilir ancak geçilecek olan suça teşebbüs için geçit suçundan geçmek zorunlu değildir. Sonuç olarak, suçların birleşmesinin temellerinden bağımsız biçimde ve normların dışlayıcı yarışmasına ilişkin tartışmaya girmeksizin, sadece geçit suçuna başvurarak “dışlama” sonucuna varmak isabetsizdir.145 En nihayetinde, beşinci olası eleştirinin 144 Rissing-van Saan, LK-StGB Vor § 52 Rn. 131. Sternberg-Lieben/Bosch’a göre bu anlamsızlaşma, failin üst basamağa çıkmak için alt basamağa basmak zorunda olmasından ve bu basamaklarda yer alan suçları tanımlayan ceza normlarının koruma amaçlarının özdeş ya da aynı yönde olmasından kaynaklanır. SternbergLieben/Bosch, Sch/Sch-StGB Vor §52 Rn. 111. Ayrıca bkz. v. Heintschel-Heinegg, BeckOK-StGB, §52 Rn. 13; v. Heintschel-Heinegg, MüKo-StGB, Vor §52 Rn. 15; İçel, s. 229 vd. 145 “Geçit suçu” kavramının suçların birleşmesi kurumunun temellerinden ayrılarak kendi başına bir kuram durumuna getirilmesi yasallık ilkesi ve kusur ilkesine aykırı sonuçlara yol açabilir. Suçların birleşmesi kurumundan koparılan “geçit suçu” kavramının bünyesinde barındırdığı bu ihlal riski, Türk ceza hukukunda, özellikle son dönemde YCGK’nın TCK m. 245/II’de tanımlanan fiili, a priori TCK m. 245/III’te düzenlenen suça “geçit suç” ilan etmesiyle kendini göstermiştir. Sıklıkla karşı oy ile karşılaşan YCGK’nın kabulüne göre, “TCK’nın 245/3. maddesindeki sahte oluşturulan veya üzerinde sahtecilik yapılan banka veya kredi kartını kullanmak suretiyle kendisine veya başkasına yarar sağlama suçunu işlemeyi kasteden failin öncelikle sahte oluşturulmuş veya üzerinde sahtecilik yapılmış bir banka veya kredi kartına ihtiyacı vardır. Bunun için de sahte banka veya kredi kartını ya kendisi oluşturup üretmek, ya satın almak ya da kabul etmek suretiyle TCK’nın 245/2. maddesinde düzenlenen sahte banka veya kredi kartı üretme, satın alma veya kabul etme suçlarından birini işlemesi zorunludur. Bu nedenle TCK’nın 245/2 maddesi… aynı maddenin üçüncü fıkrasındaki suçu işleme kastı bakımından geçit suçu niteliğindedir”. YCGK., E. 2017/1151 K. 2021/90 T. 9.3.2021; YCGK., E. 2020/176 K. 2022/324 T. 10.5.2022; YCGK., E. 2020/36 K. 2022/323 T. 10.5.2022. YCGK’nın kararı üç gerekçeyle yerinde değildir: (i) TCK 245/III’de ifadesini bulan “kartın kullanımı” davranışı, muhakkak kartın fiziksel

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1